KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Sin-Ra-Be      س ر ب 

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 4 kez geçiyor.

Gövde(ler)

1 kez سَارِب
2 kez سَرَاب
1 kez سَرَب

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


سَارِب
[HyperLink1] 13:10     وَسَارِبٌ     vesāribun     ve görünendir
 
İsim    Etken     Eril    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

سَوَاءٌ مِنْكُمْ مَنْ أَسَرَّ الْقَوْلَ وَمَنْ جَهَرَ بِهِ وَمَنْ هُوَ مُسْتَخْفٍ بِاللَّيْلِ وَسَارِبٌ بِالنَّهَارِ

Sevâun minkum men eserrel kavle ve men cehere bihî ve men huve mustahfin bil leyli ve sâribun bin nehâr(nehâri).

Sizden, sözü saklayan da açıklayan da geceye sığınıp gizlenen de gündüz yol alan da onun için birdir.
 


سَرَاب
[HyperLink1] 24:39     كَسَرَابٍ     keserābin     serap gibidir
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim  Belirsiz  
    

وَالَّذِينَ كَفَرُوا أَعْمَالُهُمْ كَسَرَابٍ بِقِيعَةٍ يَحْسَبُهُ الظَّمْآنُ مَاءً حَتَّىٰ إِذَا جَاءَهُ لَمْ يَجِدْهُ شَيْئًا وَوَجَدَ اللَّهَ عِنْدَهُ فَوَفَّاهُ حِسَابَهُ ۗ وَاللَّهُ سَرِيعُ الْحِسَابِ

Vellezîne keferû a’mâluhum ke serâbin bi kîatin yahsebuhuz zam’ânu mâe(mâen), hattâ izâ câehu lem yecidhu şey’en ve vecedallâhe indehu fe veffâhu hisâbeh(hisâbehu), vallâhu serîul hısâb(hısâbi).

Küfre sapanlara gelince, onların amelleri çöldeki serap gibidir ki, susuzluktan bunalan onu su sanır. Ama ona yaklaşınca hiçbir şey bulamaz; yanında Allah´ı bulur; O da onun hesabını eksiksiz bir biçimde görür. Allah, hesabı çok çabuk görendir.
 


سَرَاب
[HyperLink1] 78:20     سَرَابًا     serāben     bir serab
 
İsim         Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا

Ve suyyiretil cibâlu fe kânet serâbâ(serâben).

Dağlar yürütülmüş, bir serap oluvermiştir.
 


سَرَب
[HyperLink1] 18:61     سَرَبًا     seraben     sıyrılıp
 
İsim         Eril    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

فَلَمَّا بَلَغَا مَجْمَعَ بَيْنِهِمَا نَسِيَا حُوتَهُمَا فَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ سَرَبًا

Fe lemmâ belega mecmea beynihimâ nesiyâ hûtehumâ fettehaze sebîlehu fîl bahri serebâ(sereben).

Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu.