سِرَاج
25:61
سِرَاجًا
sirācen
bir kandil
İsim
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
تَبَارَكَ الَّذِي جَعَلَ فِي السَّمَاءِ بُرُوجًا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَاجًا وَقَمَرًا مُنِيرًا
Tebârekellezî ceale fîs semâi burûcen ve ceale fîhâ sirâcen ve kameren munîrâ(munîren).
Şanı yücedir o kudretin ki; gökte burçlar yarattı, orada bir kandil ve ışık yansıtıcı bir ay oluşturdu.
|
سِرَاج
33:46
وَسِرَاجًا
ve sirācen
ve bir lamba
İsim
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَدَاعِيًا إِلَى اللَّهِ بِإِذْنِهِ وَسِرَاجًا مُنِيرًا
Ve dâîyen ilâllâhi bi iznihî ve sirâcen munîrâ(munîren).
Ve Allah´ın izniyle bir davetçi, ışık saçan bir kandil olarak...
|
سِرَاج
71:16
سِرَاجًا
sirācen
bir lamba
İsim
Eril
Mansûb İsim
Belirsiz
وَجَعَلَ الْقَمَرَ فِيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا
Ve cealel kamere fîhinne nûren ve cealeş şemse sirâcâ(sirâcen).
"Ve Ay´ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş´i bir kandil haline getirdi."
|
سِرَاج
78:13
سِرَاجًا
sirācen
bir lamba
İsim
Eril, Tekil
Mansûb İsim
Belirsiz
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا
Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ(vehhâcen).
Bir de parıl parıl parlayan kandil yerleştirdik.
|