KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Vav-Ayn-Ye      و ع ي 

Bellemek

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 7 kez geçiyor.

Gövde(ler)

2 kez أَوْعَىٰ
1 kez تَعِيَ
3 kez وِعَاء
1 kez وَٰعِيَة

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


أَوْعَىٰ
[HyperLink1] 70:18     فَأَوْعَىٰ     fe ev’ǎā     biriktireni
 
Fiil  İf’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Tekil  Geçmiş Zaman      
    

وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰ

Ve cemea fe ev’â.

Toplayıp kasada yığanı/depolayanı.
 


أَوْعَىٰ
[HyperLink1] 84:23     يُوعُونَ     yūǔne     içlerinde gizledikleri
 
Fiil  İf’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ

Vallâhu a’lemu bimâ yûûn(yûûne).

Allah, içlerinde sakladıklarını çok iyi biliyor.
 


تَعِيَ
[HyperLink1] 69:12     وَتَعِيَهَا     ve teǐyehā     ve onu bellesin
 
Fiil         3. şahıs, Dişil, Tekil  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ

Li nec’alehâ lekum tezkireten ve teıyehâ uzunun vâıyeh(vâıyetun).

Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın.
 


وِعَاء
[HyperLink1] 12:76     بِأَوْعِيَتِهِمْ     biev’ǐyetihim     onların yüklerini
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim    
    

فَبَدَأَ بِأَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَاءِ أَخِيهِ ثُمَّ اسْتَخْرَجَهَا مِنْ وِعَاءِ أَخِيهِ ۚ كَذَٰلِكَ كِدْنَا لِيُوسُفَ ۖ مَا كَانَ لِيَأْخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ الْمَلِكِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ ۚ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَاءُ ۗ وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ

Fe bedee bi ev’ıyetihim kable viâi ahîhi, summestahrecehâ min viâi ahîh(ahîhi), kezâlike kidnâ li yûsuf(yûsufe), mâ kâne li ye’huze ehâhu fî dînil meliki, illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), nerfeu derecâtin men neşâ’(neşâu), ve fevka kulli zî ilmin alîm(alîmun).

Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf´a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah´ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.
 


وِعَاء
[HyperLink1] 12:76     وِعَاءِ     viǎā'i     yükünden
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

فَبَدَأَ بِأَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَاءِ أَخِيهِ ثُمَّ اسْتَخْرَجَهَا مِنْ وِعَاءِ أَخِيهِ ۚ كَذَٰلِكَ كِدْنَا لِيُوسُفَ ۖ مَا كَانَ لِيَأْخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ الْمَلِكِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ ۚ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَاءُ ۗ وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ

Fe bedee bi ev’ıyetihim kable viâi ahîhi, summestahrecehâ min viâi ahîh(ahîhi), kezâlike kidnâ li yûsuf(yûsufe), mâ kâne li ye’huze ehâhu fî dînil meliki, illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), nerfeu derecâtin men neşâ’(neşâu), ve fevka kulli zî ilmin alîm(alîmun).

Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf´a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah´ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.
 


وِعَاء
[HyperLink1] 12:76     وِعَاءِ     viǎā'i     yükünden
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

فَبَدَأَ بِأَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَاءِ أَخِيهِ ثُمَّ اسْتَخْرَجَهَا مِنْ وِعَاءِ أَخِيهِ ۚ كَذَٰلِكَ كِدْنَا لِيُوسُفَ ۖ مَا كَانَ لِيَأْخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ الْمَلِكِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ ۚ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَاءُ ۗ وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ

Fe bedee bi ev’ıyetihim kable viâi ahîhi, summestahrecehâ min viâi ahîh(ahîhi), kezâlike kidnâ li yûsuf(yûsufe), mâ kâne li ye’huze ehâhu fî dînil meliki, illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), nerfeu derecâtin men neşâ’(neşâu), ve fevka kulli zî ilmin alîm(alîmun).

Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf´a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah´ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.
 


وَٰعِيَة
[HyperLink1] 69:12     وَاعِيَةٌ     vāǐyetun     belleyen
 
Sıfat    Etken     Dişil    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ

Li nec’alehâ lekum tezkireten ve teıyehâ uzunun vâıyeh(vâıyetun).

Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın.