KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Kh-Sad-Mim      خ ص م 

Contend in an altercation, dispute/litigate in a sound or valid manner, to say a thing such as may cause the listener to refrain/desist from his assertion/plea/claim, overcome someone in an altercation, antagonize, put a thing on the edge/side or corner of something.

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 18 kez geçiyor.

Gövde(ler)

1 kez تَخَاصُم
3 kez خَصْم
1 kez خَصِمُون
5 kez خَصِيم
8 kez ٱخْتَصَمُ

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


تَخَاصُم
[HyperLink1] 38:64     تَخَاصُمُ     teḣāSumu     tartışmasıdır
 
İsim  Tefâ’ul Kalıbı     İsim Fiil  Eril    Merfû` İsim    
    

إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ النَّارِ

İnne zâlike le hakkun tehâsumu ehlin nâr(nâri).

İşte bu, kesin gerçektir. Ateş halkının çekişmesi gerçekleşecektir.
 


خَصْم
[HyperLink1] 22:19     خَصْمَانِ     ḣismāni     iki hasım taraf
 
İsim         Eril, İkil    Merfû` İsim    
    

هَٰذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِي رَبِّهِمْ ۖ فَالَّذِينَ كَفَرُوا قُطِّعَتْ لَهُمْ ثِيَابٌ مِنْ نَارٍ يُصَبُّ مِنْ فَوْقِ رُءُوسِهِمُ الْحَمِيمُ

Hâzâni hasmânihtesamû fî rabbihim fellezîne keferû kuttıat lehum siyâbun min nâr(nârin), yusabbu min fevkı ruûsihumul hamîm(hamîmu).

İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir.
 


خَصْم
[HyperLink1] 38:21     الْخَصْمِ     l-ḣismi     davacıların
 
İsim         Eril    Mecrûr İsim    
    

وَهَلْ أَتَاكَ نَبَأُ الْخَصْمِ إِذْ تَسَوَّرُوا الْمِحْرَابَ

Ve hel etâke nebeul hasm(hasmi), iz tesevverûl mihrâb(mihrâbe).

Geldi mi sana, o çekişme hikâyesinin haberi? Hani, o hasımlar, duvarı aşarak mihraba ulaşmışlardı.
 


خَصْم
[HyperLink1] 38:22     خَصْمَانِ     ḣismāni     biz iki davacıyız
 
İsim         Eril, İkil    Merfû` İsim    
    

إِذْ دَخَلُوا عَلَىٰ دَاوُودَ فَفَزِعَ مِنْهُمْ ۖ قَالُوا لَا تَخَفْ ۖ خَصْمَانِ بَغَىٰ بَعْضُنَا عَلَىٰ بَعْضٍ فَاحْكُمْ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ وَلَا تُشْطِطْ وَاهْدِنَا إِلَىٰ سَوَاءِ الصِّرَاطِ

İz dehalû alâ dâvûde fe fezia minhum kâlû lâ tehaf, hasmâni begâ ba’dunâ alâ ba’dın fahkum beynenâ bil hakkı ve lâ tuştıt vehdinâ ilâ sevâis sırât(sırâtı).

Davûd´un yanına girmişlerdi de onlardan korkmuştu. "Korkma!" dediler, "biz iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkını çiğnedi. Şimdi sen, aramızda hak ile hükmet, adaletsizlik etme. Bizi yolun denge noktasına ilet.!"
 


خَصِمُون
[HyperLink1] 43:58     خَصِمُونَ     ḣaSimūne     kavgacı
 
Sıfat         Eril, Çoğul    Merfû` İsim    
    

وَقَالُوا أَآلِهَتُنَا خَيْرٌ أَمْ هُوَ ۚ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلًا ۚ بَلْ هُمْ قَوْمٌ خَصِمُونَ

Ve kâlû e âlihetunâ hayrun em huve, mâ darebûhu leke illâ cedelâ(cedelen), bel hum kavmun hasımûn(hasımûne).

Dediler ki: "Bizim tanrılarımız mı hayırlı, o mu?" Bunu sana sadece çekişme olsun diye örnek verdiler. Çekişmeyi seven bir toplumdur onlar.
 


خَصِيم
[HyperLink1] 2:204     الْخِصَامِ     l-ḣiSāmi     hasımların
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim    
    

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُعْجِبُكَ قَوْلُهُ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيُشْهِدُ اللَّهَ عَلَىٰ مَا فِي قَلْبِهِ وَهُوَ أَلَدُّ الْخِصَامِ

Ve minen nâsi men yu’cibuke kavluhu fîl hayâtid dunyâ ve yuşhidullâhe alâ mâ fî kalbihî, ve huve eleddul hısâm(hısâmi).

İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah´ı tanık tutar. Oysa ki o, düşmanların en yamanıdır.
 


خَصِيم
[HyperLink1] 4:105     خَصِيمًا     ḣaSīmen     savunucusu
 
İsim         Eril, Tekil    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

إِنَّا أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللَّهُ ۚ وَلَا تَكُنْ لِلْخَائِنِينَ خَصِيمًا

İnnâ enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı li tahkume beynen nâsi bimâ erâkallâh(erâkallâhu), ve lâ tekun lil hâinîne hasîmâ(hasîmen).

Kuşku yok ki, biz bu Kitap´ı sana, insanlar arasında Allah´ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma!
 


خَصِيم
[HyperLink1] 16:4     خَصِيمٌ     ḣaSīmun     bir hasım (olup çıktı)
 
İsim         Eril, Tekil    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُبِينٌ

Halakal insâne min nutfetin fe izâ huve hasîmun mubin(mubînun).

İnsanı bir spermden yarattı. Bir de bakmışsın insan, açıkça kafa tutan bir hasım oluvermiştir.
 


خَصِيم
[HyperLink1] 36:77     خَصِيمٌ     ḣaSīmun     bir hasım
 
İsim         Eril, Tekil    Merfû` İsim  Belirsiz  
    

أَوَلَمْ يَرَ الْإِنْسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِنْ نُطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُبِينٌ

E ve lem yerel insânu ennâ halaknâhu min nutfetin fe iza huve hasîmun mubîn(mubînun).

Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o.
 


خَصِيم
[HyperLink1] 43:18     الْخِصَامِ     l-ḣiSāmi     mücadelede
 
İsim         Eril, Çoğul    Mecrûr İsim    
    

أَوَمَنْ يُنَشَّأُ فِي الْحِلْيَةِ وَهُوَ فِي الْخِصَامِ غَيْرُ مُبِينٍ

E ve men yuneşşeu fîl hılyeti ve huve fîl hısâmi gayru mubîn(mubînin).

Süs içinde yetiştirilen, fakat çekişme ve savaşta yetersiz kalanı, öyle mi?
 


ٱخْتَصَمُ
[HyperLink1] 3:44     يَخْتَصِمُونَ     yeḣteSimūne     birbirleriyle çekiştikleri
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

ذَٰلِكَ مِنْ أَنْبَاءِ الْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيْكَ ۚ وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُونَ أَقْلَامَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ

Zâlike min enbâil gaybi nûhîhi ileyk(ileyke), ve mâ kunte ledeyhim iz yulkûne eklâmehum eyyuhum yekfulu meryeme, ve mâ kunte ledeyhim iz yahtesımûn(yahtesımûne).

Bu, gayb haberlerindendir ki, sana vahyediyoruz. Onlar, Meryem´in bakımını kimin üstleneceğini belirlemek için kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Çekiştikleri sırada da yanlarında değildin.
 


ٱخْتَصَمُ
[HyperLink1] 22:19     اخْتَصَمُوا     ḣteSamū     çekişen
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

هَٰذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِي رَبِّهِمْ ۖ فَالَّذِينَ كَفَرُوا قُطِّعَتْ لَهُمْ ثِيَابٌ مِنْ نَارٍ يُصَبُّ مِنْ فَوْقِ رُءُوسِهِمُ الْحَمِيمُ

Hâzâni hasmânihtesamû fî rabbihim fellezîne keferû kuttıat lehum siyâbun min nâr(nârin), yusabbu min fevkı ruûsihumul hamîm(hamîmu).

İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir.
 


ٱخْتَصَمُ
[HyperLink1] 26:96     يَخْتَصِمُونَ     yeḣteSimūne     çekişerek
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

قَالُوا وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ

Kâlû ve hum fîhâ yahtesımûn(yahtesımûne).

Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler:
 


ٱخْتَصَمُ
[HyperLink1] 27:45     يَخْتَصِمُونَ     yeḣteSimūne     birbiriyle çekişen
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا إِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ فَإِذَا هُمْ فَرِيقَانِ يَخْتَصِمُونَ

Ve lekad erselnâ ilâ semûde ehâhum sâlihan eni’budûllâhe fe izâhum ferîkâni yahtesımûn(yahtesımûne).

Yemin olsun, Semûd´a da kardeşleri Sâlih´i, şunu tebliğ etmek üzere gönderdik: "Allah´a kulluk/ibadet edin." Bir de ne görelim, onlar birbiriyle boğuşan iki fırka oluvermişler.
 


ٱخْتَصَمُ
[HyperLink1] 36:49     يَخِصِّمُونَ     yeḣiSSimūne     çekişip dururlarken
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

مَا يَنْظُرُونَ إِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً تَأْخُذُهُمْ وَهُمْ يَخِصِّمُونَ

Mâ yenzurûne illâ sayhaten vâhıdeten te’huzuhum ve hum yahıssımûn(yahıssımûne).

Sadece korkunç titreşimli bir sesi bekliyorlar. Onlar çekişip dururlarken, o ses kendilerini enseleyecektir.
 


ٱخْتَصَمُ
[HyperLink1] 38:69     يَخْتَصِمُونَ     yeḣteSimūne     tartıştıkları
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       3. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ إِذْ يَخْتَصِمُونَ

Mâ kâne liye min ilmin bil meleil a’lâ iz yahtesımûn(yahtesimûne).

"Onlar tartışırlarken, o yüce konsey hakkında benim hiçbir bilgim yoktu."
 


ٱخْتَصَمُ
[HyperLink1] 39:31     تَخْتَصِمُونَ     teḣteSimūne     davalaşacaksınız
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       2. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

ثُمَّ إِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عِنْدَ رَبِّكُمْ تَخْتَصِمُونَ

Summe innekum yevmel kıyâmeti ınde rabbikum tahtasımûn(tahtasımûne).

Sonra siz, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.
 


ٱخْتَصَمُ
[HyperLink1] 50:28     تَخْتَصِمُوا     teḣteSimū     çekişmeyin
 
Fiil  İfti’al Kalıbı       2. şahıs, Eril, Çoğul  Şimdiki/Geniş Zaman      
    

قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ إِلَيْكُمْ بِالْوَعِيدِ

Kâle lâ tahtesımû ledeyye ve kad kaddemtu ileykum bil vaîdi.

Allah buyurdu: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size uyarıyı çok önceden göndermiştim."