KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


KÖK KELİMELER DİZİNİ

    

Za-Lam-Fe      ز ل ف 

draw near/close, advance, nearness/closeness/proximity.

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 10 kez geçiyor.

Gövde(ler)

4 kez أُزْلِفَتْ
2 kez زُلْفَة
4 kez زُلْفَىٰ

işaretine tıklayarak ilgili ayetin alternatif meallerine ve içerdiği diğer kelimelerin köklerine gidebilirsiniz.


أُزْلِفَتْ
[HyperLink1] 26:64     وَأَزْلَفْنَا     ve ezlefnā     ve yaklaştırdık
 
Fiil  İf’al Kalıbı       1. şahıs, Çoğul  Geçmiş Zaman      
    

وَأَزْلَفْنَا ثَمَّ الْآخَرِينَ

Ve ezlefnâ semmel âharîn(âharîne).

Ötekileri de oraya yaklaştırdık.
 


أُزْلِفَتْ
[HyperLink1] 26:90     وَأُزْلِفَتِ     ve uzlifeti     ve yaklaştırılır
 
Fiil  İf’al Kalıbı  Edilgen     3. şahıs, Dişil, Tekil  Geçmiş Zaman      
    

وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ

Ve uzlifetil cennetu lil muttekîn(muttekîne).

Cennet takva sahiplerine yaklaştırılır.
 


أُزْلِفَتْ
[HyperLink1] 50:31     وَأُزْلِفَتِ     ve uzlifeti     ve yaklaştırılmıştır
 
Fiil  İf’al Kalıbı  Edilgen     3. şahıs, Dişil, Tekil  Geçmiş Zaman      
    

وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ

Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîdin.

Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir.
 


أُزْلِفَتْ
[HyperLink1] 81:13     أُزْلِفَتْ     uzlifet     yaklaştırıldığı
 
Fiil  İf’al Kalıbı  Edilgen     3. şahıs, Dişil, Tekil  Geçmiş Zaman      
    

وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ

Ve izel cennetu uzlifet.

Cennet yaklaştırıldığında,
 


زُلْفَة
[HyperLink1] 11:114     وَزُلَفًا     ve zulefen     ve yakın vakitlerinde
 
İsim         Eril, Çoğul    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

وَأَقِمِ الصَّلَاةَ طَرَفَيِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِنَ اللَّيْلِ ۚ إِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّئَاتِ ۚ ذَٰلِكَ ذِكْرَىٰ لِلذَّاكِرِينَ

Ve ekımis salâte tarafeyin nehâri ve zulefen minel leyl(leyli), innel hasenâti yuzhibnes seyyiât(seyyiâti), zâlike zikrâ liz zâkirîn(zâkirîne).

Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namaz kıl! Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah´ı ananlara bir öğüttür.
 


زُلْفَة
[HyperLink1] 67:27     زُلْفَةً     zulfeten     yakından
 
İsim         Dişil    Mansûb İsim  Belirsiz  
    

فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَٰذَا الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تَدَّعُونَ

Fe lemmâ reevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzellezî kuntum bihî teddeûn(teddeûne).

Onu yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Şöyle denildi: "O habire çağırıp durduğunuz şey budur."
 


زُلْفَىٰ
[HyperLink1] 34:37     زُلْفَىٰ     zulfā     mertebece
 
İsim         Dişil    Merfû` İsim    
    

وَمَا أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ بِالَّتِي تُقَرِّبُكُمْ عِنْدَنَا زُلْفَىٰ إِلَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُولَٰئِكَ لَهُمْ جَزَاءُ الضِّعْفِ بِمَا عَمِلُوا وَهُمْ فِي الْغُرُفَاتِ آمِنُونَ

Ve mâ emvâlukum ve lâ evlâdukum billetî tukarribukum indenâ zulfâ illâ men âmene ve amile sâlihan fe ulâike lehum cezâud dı’fi bimâ amilû ve hum fîl gurufâti âminûn(âminûne).

Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler.
 


زُلْفَىٰ
[HyperLink1] 38:25     لَزُلْفَىٰ     lezulfā     bir yakınlığı
 
İsim         Dişil    Merfû` İsim    
    

فَغَفَرْنَا لَهُ ذَٰلِكَ ۖ وَإِنَّ لَهُ عِنْدَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ

Fe gafernâ lehu zâlik(zâlike), ve inne lehu indenâ le zulfâ ve husne meâb(meâbin).

Biz de ondan o günahı affettik. Katımızdan onun için bir yakınlık ve güzel bir gelecek var.
 


زُلْفَىٰ
[HyperLink1] 38:40     لَزُلْفَىٰ     lezulfā     bir yakınlık
 
İsim         Dişil    Merfû` İsim    
    

وَإِنَّ لَهُ عِنْدَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ

Ve inne lehu ındenâ le zulfâ ve husne meâb(meâbin).

Ve gerçekten, katımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir geleceği vardı.
 


زُلْفَىٰ
[HyperLink1] 39:3     زُلْفَىٰ     zulfā     daha yakın
 
İsim         Dişil    Mansûb İsim    
    

أَلَا لِلَّهِ الدِّينُ الْخَالِصُ ۚ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَىٰ إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ

E lâ lillâhid dînul hâlis(hâlisu), vellezînettehazû min dûnihî evliyâ, mâ na’buduhum illâ li yukarribûnâ ilallâhi zulfâ, innallâhe yahkumu beynehum fî mâ hum fîhi yahtelifûn(yahtelifûne), innallâhe lâ yehdî men huve kâzibun keffâr(keffârun).

Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı duru din yalnız ve yalnız Allah´ındır! O´ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah´a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.