 | *** Açıklamalar için lütfen tıklayınız! Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.  Türkçe okunuşlarda... ' : kesik ses ā : uzun "a" sesi verir. ū : uzun "u" sesi verir. ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir. ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir. ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir. ḣ : Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir. ṧ : Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir. H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir. S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir. ḳ : Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir. ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir. T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir. Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir. D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir. |
Arapça Okunuş | Türkçe Okunuş | Kelime Meali | Kökü |
يَا أَيُّهَا | yā eyyuhā | ey | |
الَّذِينَ | elleƶīne | kimseler | |
امَنُوا | āmenū | inanan(lar) | |
إِذَا | iƶā | zaman | |
جَاءَكُمُ | cā'ekumu | size geldiği | |
الْمُؤْمِنَاتُ | l-mu'minātu | mü’min kadınlar | |
مُهَاجِرَاتٍ | muhācirātin | göç ederek | |
فَامْتَحِنُوهُنَّ | femteHinūhunne | onları imtihan edin | |
اللَّهُ | llahu | Allah | |
أَعْلَمُ | eǎ’lemu | daha iyi bilir | |
بِإِيمَانِهِنَّ | biīmānihinne | onların imanlarını | |
فَإِنْ | fe in | eğer | |
عَلِمْتُمُوهُنَّ | ǎlimtumūhunne | anlarsanız | |
مُؤْمِنَاتٍ | mu'minātin | inanmış olduklarını | |
فَلَا | felā | | |
تَرْجِعُوهُنَّ | terciǔhunne | onları geri döndürmeyin | |
إِلَى | ilā | | |
الْكُفَّارِ | l-kuffāri | kafirlere | |
لَا | lā | değildir | |
هُنَّ | hunne | bunlar (kadınlar) | |
حِلٌّ | Hillun | helal | |
لَهُمْ | lehum | onlara | |
وَلَا | ve lā | ve değildir | |
هُمْ | hum | onlar | |
يَحِلُّونَ | yeHillūne | helal | |
لَهُنَّ | lehunne | bunlara | |
وَاتُوهُمْ | ve ātūhum | ve onlara verin | |
مَا | mā | şey(leri) | |
أَنْفَقُوا | enfeḳū | onların harcadıkları | |
وَلَا | ve lā | ve yoktur | |
جُنَاحَ | cunāHa | bir günah | |
عَلَيْكُمْ | ǎleykum | sizin için | |
أَنْ | en | | |
تَنْكِحُوهُنَّ | tenkiHūhunne | bunlarla evlenmenizde | |
إِذَا | iƶā | takdirde | |
اتَيْتُمُوهُنَّ | āteytumūhunne | kendilerine verdiğiniz | |
أُجُورَهُنَّ | ucūrahunne | ücretlerini | |
وَلَا | ve lā | ve | |
تُمْسِكُوا | tumsikū | tutmayın | |
بِعِصَمِ | biǐSami | ismetlerini | |
الْكَوَافِرِ | l-kevāfiri | kafir kadınların | |
وَاسْأَلُوا | ves’elū | isteyin | |
مَا | mā | şeyi (mehri) | |
أَنْفَقْتُمْ | enfeḳtum | harcadığınız | |
وَلْيَسْأَلُوا | velyes’elū | ve onlar da istesinler | |
مَا | mā | şeyi | |
أَنْفَقُوا | enfeḳū | harcadıkları | |
ذَٰلِكُمْ | ƶālikum | bu size | |
حُكْمُ | Hukmu | hükmüdür | |
اللَّهِ | llahi | Allah’ın | |
يَحْكُمُ | yeHkumu | (böyle) hükmediyor | |
بَيْنَكُمْ | beynekum | aranızda | |
وَاللَّهُ | vallahu | ve Allah | |
عَلِيمٌ | ǎlīmun | bilendir | |
حَكِيمٌ | Hakīmun | hüküm ve hikmet sahibidir | |
| | Ayet Meali |
Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ câekumul mû’minâtu muhâcirâtin femtehınû hunn(hunne), allâhu a’lemu bi îmânihinn(îmânihinne), fe in alimtimû hunne mû’minâtin fe lâ terciû hunne ilel kuffâr(kuffâri), lâ hunne hıllun lehum ve lâ hum yehıllûne le hunn(hunne), ve âtûhum mâ enfekû, ve lâ cunâha aleykum en tenkıhû hunne izâ âteytumû hunne ucûrehunn(ucûrehunne), ve lâ tumsikû bi isamil kevâfiri ves’elû mâ enfaktum vel yes’elû mâ enfekû, zâlikum hukmullâh(hukmullâhi), yahkumu beynekum, vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).
Elmalı Hamdi Yazır Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah´ın hükmü budur. Aranızda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.
Diyanet Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah´ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Allah bilendir, hikmet sahibidir. Ahmed Hulusi Ey iman edenler... İman eden kadınlar hicret ederek size geldiklerinde, onları sorgulayın. Allâh onların imanlarını iyi bilir! Eğer onları iman etmiş kadınlar görürseniz, onları hakikat bilgisini inkâr edenlere geri döndürmeyin! Ne bunlar onlara (küffara) helaldir, ne de onlar bunlara helal olurlar! Onlara (küffara) infak ettiklerini (mehrlerini) verin. Onların (bu kadınların) mehrlerini kendilerine verdiğiniz vakit, onları nikâhlamanızda sizin üzerinize bir vebal yoktur. Hakikat bilgisini inkâr eden kadınların nikâhlarını tutmayın... Harcadıklarınızı geri isteyin; onlar da harcadıklarını istesinler. Bu size Allâh`ın hükmüdür... Aranızda hükmediyor. Allâh Aliym`dir, Hakiym`dir. Yaşar Nuri Öztürk Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfirlerin iffet ve nikâhlarına yapışmayın. Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Bu, Allah´ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm´dir, Hakîm´dir. Muhammed Esed Siz ey imana ermiş olanlar! Mümin kadınlar her ne zaman zulüm ve kötülük diyarını terk ederek size gelirlerse, Allah onların inancından tam haberdar (olduğu halde) siz yine de onları sınayın; eğer mümin olduklarına tam emin olursanız, onları inkarcılara geri göndermeyin, (çünkü) onlar (artık) eski kocalarına helal (değiller) ve ötekiler de bunlara helal (değiller). Ayrıca, onlar (hanımlarına mehir olarak) ne verdilerse hepsini iade edin. Ve (ey müminler,) siz bu kadınlarla mehirlerini verdikten sonra evlenirseniz bir günah işlemiş olmazsınız. Diğer taraftan, hakikati inkar (etmeye devam) eden kadınlarla evlilik bağınızı sürdürmeyin ve onlara (mehir olarak) ne verdiyseniz (iade etmelerini) isteyin, aynı şekilde ötekiler, (hanımları size gelmiş olanlar da,) harcadıkları her şeyi(n iadesini) talep etme hakkına sahiptirler. Bu, Allah´ın hükmüdür. O, sizin aranızda (adaletle) hükmeder çünkü Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Edip Yüksel Ey gerçeği onaylayanlar, gerçeği onaylayan göçmen kadınlar size sığındığında onları sorgulayın. ALLAH onların onaylarını çok iyi bilir. Gerçeği onayladıklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Ne bunlar o inkârcılara helaldir ne de onlar bunlara helaldir. İnkarcıların harcadığı mehirlerini onlara geri verin. Mehirlerini ödediğiniz taktirde bunlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. İnkarcı kadınları sorumluluğunuzda tutmayın. Onlara harcadığınız mehirlerinizi isteyebilirsiniz, onlar da verdikleri mehirlerini isteyebilirler. Bu, ALLAH’ın hükmüdür. O, aranızda yargıda bulunur. ALLAH Bilendir, Bilgedir.* Mustafa İslamoğlu Siz ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiği zaman -her ne kadar Allah onların inancını çok iyi biliyor idiyse de- siz (yine de) onları imtihana tabi tutun; sonuçta eğer onların mü’min olduğundan emin olursanız, artık onları kafirlere geri göndermeyin: ne o kadınlar (kafir) eşlerine helaldir, ne de eşleri o kadınlara helaldir. Onların verdiklerini de kendilerine iade edin! Ve siz bu kadınların mehirlerini verdiğiniz sürece, onlarla nikahlanmanızda bir beis yoktur. Beri yandan, inkarda eden ısrar kadınların nikahına yapışmayın; onlara verdiğinizi isteyin, aynı şekilde onlar da verdiklerini sizden isteyebilirler. İşte bunlar Allah’ın hükmüdür; aranızdaki hükmü O verir: zira Allah her şeyi bilendir, hikmetle hükmedendir. Hakkı Yılmaz Ey iman etmiş kimseler! Mü’min kadınlar göçmenler olarak size geldiği zaman, hemen onları sorgulayın. –Allah onların imanlarını daha iyi bilir.– Artık, eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz, artık onları kâfirlere; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere geri döndürmeyin. Göç eden mü’min kadınlar, onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. İnanmamış eski kocalarına sarfettiklerini verin. Mehirlerini* kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi/ ödediğiniz mehiri geri isteyin. Onlar da sarfettiklerini/ size harcadıklarını geri istesinler. İşte bu, Allah’ın hükmüdür. Ki aranızda O hükmeder, Allah, çok bilendir, çok iyi yasa koyandır. |
|
|
|