KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     6 : 103   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
لَا
تُدْرِكُهُ tudrikuhu O’nu görmez
الْأَبْصَارُ l-ebSāru gözler
وَهُوَ ve huve ve O
يُدْرِكُ yudriku görür
الْأَبْصَارَ l-ebSāra gözleri
وَهُوَ ve huve ve O
اللَّطِيفُ l-leTīfu latiftir
الْخَبِيرُ l-ḣabīru herşeyi haber alandır
 
Ayet Meali

Lâ tudrikuhul ebsâru ve huve yudrikul ebsâr(ebsâru) ve huvel lâtîful habîr(habîru).



Elmalı Hamdi Yazır

Gözler onu göremez, O ise bütün gözleri görür; O, lütuf sahibidir, her şeyden haberlidir.



Diyanet
Gözler O´nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır.



Ahmed Hulusi
Ebsar (görme - değerlendirme organları) O`nu idrak edemez; O, ebsarı idrak eder (değerlendirir)! "HÛ"; Latiyf`tir, Habiyr`dir.



Yaşar Nuri Öztürk
Gözler onu fark edip kavrayamaz. Oysaki O, gözleri görür/bilir. O Latîf´tir, lütfu çok olduğu halde kendisi görülemez; Habîr´dir, her şeyden haberdardır.



Muhammed Esed
Hiçbir beşeri görüş ve tasavvur Onu kuşatamaz, halbuki O her türlü beşeri görüş ve tasavvuru çevreleyip kuşatır: zira yalnız Odur (hikmetine) tam nüfuz edilemez olan, her şeyden haberdar bulunan.



Edip Yüksel
Gözler O’na erişemez O, gözlere erişir. O Şefkatlidir, Haberdardır.



Mustafa İslamoğlu
Hiçbir beşeri görüş ve tasavvur O’nu kuşatamaz, fakat O her türlü beşeri görüş ve tasavvuru çepeçevre kuşatır: Yalnızca O’dur her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar olan.



Hakkı Yılmaz
Gözler O’na erişemez, O ise gözlere erişir; O, çok armağan sahibidir, her şeyden haberlidir.(Sonraki 6:105)