 | *** Açıklamalar için lütfen tıklayınız! Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.  Türkçe okunuşlarda... ' : kesik ses ā : uzun "a" sesi verir. ū : uzun "u" sesi verir. ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir. ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir. ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir. ḣ : Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir. ṧ : Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir. H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir. S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir. ḳ : Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir. ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir. T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir. Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir. D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir. |
Arapça Okunuş | Türkçe Okunuş | Kelime Meali | Kökü |
وَمَا | ve mā | yoktur | |
كَانَ | kāne | | |
لِمُؤْمِنٍ | limu'minin | bir mü’minin | |
أَنْ | en | | |
يَقْتُلَ | yeḳtule | öldürmesi | |
مُؤْمِنًا | mu'minen | bir mü’mini | |
إِلَّا | illā | dışında | |
خَطَأً | ḣaTaen | yanlışlık | |
وَمَنْ | ve men | ve kim ki | |
قَتَلَ | ḳatele | öldürdü | |
مُؤْمِنًا | mu'minen | bir mü’mini | |
خَطَأً | ḣaTaen | yanlışlıkla | |
فَتَحْرِيرُ | feteHrīru | azadetmelidir | |
رَقَبَةٍ | raḳabetin | bir köle | |
مُؤْمِنَةٍ | mu'minetin | mü’min | |
وَدِيَةٌ | ve diyetun | ve bir diyet | |
مُسَلَّمَةٌ | musellemetun | vermelidir | |
إِلَىٰ | ilā | | |
أَهْلِهِ | ehlihi | ölenin ailesine | |
إِلَّا | illā | başka | |
أَنْ | en | | |
يَصَّدَّقُوا | yeSSaddeḳū | bağışlamaları | |
فَإِنْ | fein | eğer | |
كَانَ | kāne | ise | |
مِنْ | min | -tan | |
قَوْمٍ | ḳavmin | bir topluluk- | |
عَدُوٍّ | ǎduvvin | düşmanınız olan | |
لَكُمْ | lekum | sizin | |
وَهُوَ | ve huve | o (öldürülen) | |
مُؤْمِنٌ | mu'minun | mü’min | |
فَتَحْرِيرُ | feteHrīru | azadetmelidir | |
رَقَبَةٍ | raḳabetin | bir köle | |
مُؤْمِنَةٍ | mu'minetin | mü’min | |
وَإِنْ | ve in | ve eğer | |
كَانَ | kāne | ise | |
مِنْ | min | | |
قَوْمٍ | ḳavmin | bir topluluktan | |
بَيْنَكُمْ | beynekum | sizinle | |
وَبَيْنَهُمْ | ve beynehum | kendileri arasında | |
مِيثَاقٌ | mīṧāḳun | andlaşma bulunan | |
فَدِيَةٌ | fediyetun | bir diyet | |
مُسَلَّمَةٌ | musellemetun | verilecektir | |
إِلَىٰ | ilā | | |
أَهْلِهِ | ehlihi | ailesine | |
وَتَحْرِيرُ | ve teHrīru | ve azadetmek lazımdır | |
رَقَبَةٍ | raḳabetin | bir köle | |
مُؤْمِنَةٍ | mu'minetin | mü’min | |
فَمَنْ | fe men | kimse | |
لَمْ | lem | | |
يَجِدْ | yecid | bunları bulamayan | |
فَصِيَامُ | feSiyāmu | oruç tutmalıdır | |
شَهْرَيْنِ | şehrayni | iki ay | |
مُتَتَابِعَيْنِ | mutetābiǎyni | ardı ardına | |
تَوْبَةً | tevbeten | tevbesinin kabulü için | |
مِنَ | mine | tarafından | |
اللَّهِ | llahi | Allah | |
وَكَانَ | ve kāne | | |
اللَّهُ | llahu | Allah | |
عَلِيمًا | ǎlīmen | bilendir | |
حَكِيمًا | Hakīmen | hüküm ve hikmet sahibidir | |
| | Ayet Meali |
Ve mâ kâne li mu’minin en yaktule mu’minen illâ hataâ(hataen), ve men katele mu’minen hataen fe tahrîru rakabetin mu’minetin ve diyetun musellemetun ilâ ehlihî illâ en yessaddakû, fe in kâne min kavmin aduvvin lekum ve huve mu’minun fe tahrîru rakabetin mu’mineh(mu’minetin), ve in kâne min kavmin beynekum ve beynehum mîsâkun fe diyetun musellemetun ilâ ehlihî ve tahrîru rakabetin mu’mineh(mu’minetin), fe men lem yecid fe sıyâmu şehreyni mutetâbiayni tevbeten minallâh(minallâhi), ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).
Elmalı Hamdi Yazır Hata dışında bir mümin, diğer bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır. Eğer öldürülen, mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutması gerekir. Allah, Alimdir (her şeyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir).
Diyanet Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Ahmed Hulusi Yanlışlık hariç, bir iman eden için, diğer bir iman edeni öldürmesi olacak şey değildir... Yanlışlıkla bir iman edeni öldürenin, iman eden bir köleyi hürriyetine kavuşturması ve öldürülenin ailesine diyet ödemesi gerekir. (Vârislerin, diyeti katile) bağışlamaları müstesna... Eğer (öldürülen) iman eden olmakla beraber, size düşman olan bir kavimden ise, (o zaman katilin) iman eden bir köleyi hürriyetine kavuşturması gerekir... Şayet (öldürülen) sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavimden ise, (o zaman katilin) öldürülenin ailesine bir diyet ödemesi ve iman eden bir köleyi hürriyetine kavuşturması gerekir... Kim (diyet bedelini) bulamazsa, Allâh`tan bir tövbe olmak üzere, iki ay kesiksiz oruç tutmalıdır... Allâh Aliym`dir, Hakiym`dir. Yaşar Nuri Öztürk Yanlışlık hali müstesna, bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Yanlışlıkla bir mümini öldürenin, özgürlüğü elinden alınmış bir mümini özgürlüğüne kavuşturması, ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya varılacak tatmin edici bir diyet vermesi gerekir. Vârislerin, diyeti bağışlaması hali müstesna. Eğer öldürülen, mümin olmakla birlikte size düşman bir topluluktan ise o zaman öldürenin, özgürlüğünden yoksun bir mümini özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Öldürülen, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir toplumdan ise o durumda, öldürülenin ailesine tatmin edici bir diyet verme yanında, hürriyetinden yoksun bir mümini hürriyetine kavuşturmak da gerekli olur. Bunlara imkân bulamayan, Allah´a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutar. Allah, gereğince bilendir, hikmeti sonsuzdur. Muhammed Esed Hataen olmadıkça bir müminin başka bir mümini öldürmesine asla izin verilemez. Bir mümini hataen öldüren kişi, mümin bir canı özgürlüğüne kavuşturmak ve maktulün akrabalarına diyet ödemekle yükümlüdür, meğer ki onlar bundan vazgeçmiş olsunlar.Maktulün, kendisi bir mümin olmasına rağmen, sizinle savaş halinde olan bir topluluğa mensup ise, (diyet), mümin bir canı özgürlüğüne kavuşturmak (ile sınırlı olacaktır); ama o, sizin anlaşma ile bağlı bulunduğunuz bir topluluğa mensup ise (ödenecek bedel), mümin bir canı özgürlüğüne kavuşturmanın yanında akrabalarına ödenecek bir diyet(i de kapsayacaktır). Fakat yeterli imkanlara sahip olmayan, (bunun yerine) peş peşe iki ay oruç tutmalıdır. (Bu), Allah tarafından emredilen karşılık(tır) ve Allah gerçekten her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Edip Yüksel Gerçeği onaylamış bir kişi, kaza hali hariç gerçeği onaylamış birisini öldüremez. Kim bir gerçeği onaylayanı kazara öldürmüşse gerçeği onaylamış bir köleyi salmalı ve ölenin ailesine diyet ödemeli. Ancak diyetten vazgeçip sadaka olarak kabul ederlerse başka. Öldürülen, sizinle savaş halinde olan bir topluluğa mensup bir gerçeği onaylayan ise, o zaman gerçeği onaylayan bir köleyi salmalısınız. Ancak, maktul aranızda anlaşma olan bir topluluktan ise ailesine diyet vermeli ve gerçeği onaylamış bir köleyi salmalısınız. Kim (gerekli parayı veya salacağı bir köle) bulamıyorsa, ALLAH tarafından tövbesinin kabul edilmesi için iki ay aralıksız oruç tutmalıdır. ALLAH Bilendir, Bilgedir.* Mustafa İslamoğlu Ve bir mü’min başka bir mü’mini asla öldüremez; hataen olursa o başka. Bir mü’mini hata ile öldüren kişi ise, mü’min birini özgürlüğe kavuşturur ve maktulün yakınlarına diyet öder; eğer onlar diyeti bağışlarlarsa, o başka. Maktul mü’min olduğu halde size düşman olan bir topluma mensupsa, o zaman mü’min birini özgürlüğe kavuşturmak (yeterlidir). Ama o sizinle arasında anlaşma olan bir topluma mensupsa, bu durumda mü’min birini özgürlüğüne kavuşturmak ve yakınlarına diyet ödemek gerekir. Buna imkan bulamayanlar peş peşe iki ay oruç tutmalıdırlar; Allah tarafından tevbenin kabulüne bir karşılık olarak: Zira Allah her şeyi bilendir, her hükmünde tam isabet edendir. Hakkı Yılmaz Ve hata dışında bir mü’minin, diğer bir mü’mini öldürmesi söz konusu değildir. Ve kim bir mü’mini, kasıtsız/kaza ile öldürürse, mü’min bir köleyi özgürlüğe kavuşturmalı ve ölenin ailesine/varislerine teslim edilecek bir diyet vermelidir. –Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır.– Eğer öldürülen, mü’min olmakla beraber size düşman bir toplumdan ise, o zaman öldürenin, mü’min bir köleyi özgür bırakması gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir toplumdan ise öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mü’min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutması gerekir. Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır. |
|
|
|