KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     12 : 19   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَجَاءَتْ ve cā'et ve geldi
سَيَّارَةٌ seyyāratun bir kervan
فَأَرْسَلُوا fe erselū gönderdiler
وَارِدَهُمْ veridehum sucularını
فَأَدْلَىٰ feedlā sarkıttı
دَلْوَهُ delvehu kovasını
قَالَ ḳāle dedi ki
يَا بُشْرَىٰ yā buşrā müjde!
هَٰذَا hāƶā bu
غُلَامٌ ğulāmun bir oğlan!
وَأَسَرُّوهُ ve eserrūhu ve onu sakladılar
بِضَاعَةً biDāǎten ticaret için
وَاللَّهُ vallahu halbuki Allah
عَلِيمٌ ǎlīmun biliyordu
بِمَا bimā şeyleri
يَعْمَلُونَ yeǎ’melūne onların yaptıkları
 
Ayet Meali

Ve câet seyyâretun fe erselû vâridehum fe adlâ delveh(delvehu), kâle yâ buşrâ hâzâ gulâm(gulâmun), ve eserrûhu bidâah(bidâ’aten), vallâhu alîmun bi mâ ya’melûn(ya’melûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Daha sonra bir kafile gelmiş, sucularını da göndermişlerdi. Vardı, kovasını kuyuya saldı, «Müjde hey, müjde! İşte bir çocuk!» dedi. Ve onu satılık bir mal olarak gizleyip korudular. Allah ise onların ne yapacaklarını biliyordu.



Diyanet
Bir kervan geldi ve sucularını (kuyuya) gönderdiler, o da (gidip) kovasını saldı, (Yusuf´u görünce) «Müjde! İşte bir oğlan!» dedi. Onu bir ticaret malı olarak sakladılar. Allah onların yaptıklarını çok iyi bilir.



Ahmed Hulusi
Bir kafile geldi kuyu başına ve sucuları kovasını saldı kuyuya ve görünce seslendi: "Hey müjde! Burada bir erkek çocuk var"... Onu satmak için çıkarıp sakladılar. Allâh onların yapmakta olduklarını (onların hakikati ve fiillerinin yaratanı olarak) Aliym`dir.



Yaşar Nuri Öztürk
Bir yolcu kafilesi gelmişti. Sucularını gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Müjde! Bu bir oğlan!" diye haykırdı. Ticaret maksadıyla onu sakladılar. Allah ne yaptıklarını çok iyi biliyordu.



Muhammed Esed
Ve bir kervan çıkageldi; (kervancılar) sucularını (su kuyusuna) gönderdiler; onlardan biri kovasını kuyuya salıyordu ki (orada Yusuf´u gördü) ve: "Ne kısmet!" diye bağırdı, "Bir oğlan çocuğu bu!" Ve böylece kervancılar o´nu, satmak niyetiyle yanlarına aldılar. Oysa, Allah yaptıklarını (adım adım izliyor ve) biliyordu.



Edip Yüksel
Oradan geçmekte olan bir kervan, sucularını gönderdi, kovasını sarkıtınca: "Müjde, burada bir erkek çocuğu var!" dedi. Onu ticari bir mal olarak sakladılar. ALLAH onların yaptıklarını biliyordu.



Mustafa İslamoğlu
Beri yandan, bir kervan geldi ve sucularını suya gönderdi; kovasını kuyuya salmasıyla (gördüğü karşısında) bağırması bir oldu: "A, ne kısmet! Bir oğlan çocuğu bu!" Onu ticari bir mal olarak satmak üzere yanlarında gizlediler; oysa ki Allah ne yapacaklarını çok iyi biliyordu.



Hakkı Yılmaz
Ve bir yolcu kafilesi geldi de sucularını gönderdiler. O da kovasını kuyuya saldı, “Müjde hey, müjde! İşte bir oğlan!” dedi. Ve o’nu bir ticaret malı olarak gizleyip korudular. Allah ise onların ne yapacaklarını biliyordu.