KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     13 : 27   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَيَقُولُ ve yeḳūlu ve diyorlar
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
كَفَرُوا keferū inkar eden(ler)
لَوْلَا levlā değil miydi?
أُنْزِلَ unzile indirilmeli
عَلَيْهِ ǎleyhi ona
ايَةٌ āyetun bir ayet
مِنْ min -nden
رَبِّهِ rabbihi Rabbi-
قُلْ ḳul de ki
إِنَّ inne şüphesiz
اللَّهَ llahe Allah
يُضِلُّ yuDillu saptırır
مَنْ men kimseyi
يَشَاءُ yeşā'u dilediği
وَيَهْدِي ve yehdī ve iletir
إِلَيْهِ ileyhi kendisine
مَنْ men kimseyi
أَنَابَ enābe yönelen
 
Ayet Meali

Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).



Elmalı Hamdi Yazır

Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: «Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya.» De ki: «Hakikaten Allah, dilediğini şaşırtır ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir.»



Diyanet
Kâfir olanlar diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi? De ki: Kuşkusuz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de hidayete erdirir.



Ahmed Hulusi
O hakikat bilgisini inkâr edenler: "O`na Rabbinden bir mucize inzâl edilseydi ya?" derler... De ki: "Muhakkak ki Allâh dilediğini saptırır, kendisine dönüp yöneleni de hakikate erdirir."



Yaşar Nuri Öztürk
Küfre sapanlar derler ki: "Rabbinden ona bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Allah dilediğini/dileyeni saptırır. Doğruya yöneleni de kendisine iletir."



Muhammed Esed
İmdi, (Peygamber´in getirdiği mesajın) doğruluğunu inkar edenler, "Ona Rabbinden mucizevi bir alamet indirilmeli değil miydi?" diyorlar. Sen de şöyle de: "Bilin ki, (sapmayı) dileyeni saptıran da, O´na yöneleni Kendisine yaklaştıran da, şüphesiz Allah´tır;



Edip Yüksel
İnkâr edenler, "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?" diyorlar. De ki: "ALLAH dileyeni saptırır ve yöneleni doğruya ulaştırır."



Mustafa İslamoğlu
Yine inkarda direnenler, "Ona Rabbinden bir mucize indirilmesi gerekmez miydi?" derler. De ki: "Allah dileyen kimsenin sapmasını diler, kendisine yönelen kimseyi ise doğru yola yönlendirir";



Hakkı Yılmaz
(27,28,29,31)Yine o kâfirler; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler: “Ona Rabbinden bir alâmet/gösterge indirilmeli değil miydi, eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’ân olsaydı…” diyorlar. De ki: “Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtır ve gönülden bağlanan kimseleri; inanan ve kalpleri Allah’ı anmakla zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişileri Kendisine kılavuzlar.” Gözünüzü açın! Kalpler, yalnız ve yalnız Allah’ı anmakla; zihnindeki tüm soru işaretlerini gidermekle rahata kavuşur. İman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapmış kimseler; tuba; güzellikler, müjdeler ve güzel dönüş yeri sadece onlar içindir. Aslında emrin tümü Allah’ındır. İman edenler hâlâ anlamadılar mı ki eğer Allah dilemiş olsaydı, kesinlikle insanların tümüne kılavuzluk ederdi. İnkâr eden kimseler, Allah’ın vaadi gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez/miadını şaşırmaz.*