KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     14 : 12   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَمَا ve mā neden?
لَنَا lenā biz
أَلَّا ellā
نَتَوَكَّلَ netevekkele dayanmayalım
عَلَى ǎlā
اللَّهِ llahi Allah’a
وَقَدْ veḳad elbette
هَدَانَا hedānā bize göstermişken
سُبُلَنَا subulenā yollarımızı
وَلَنَصْبِرَنَّ veleneSbiranne ve katlanırız
عَلَىٰ ǎlā
مَا
اذَيْتُمُونَا āƶeytumūnā bize yaptığınız eziyetlere
وَعَلَى ve ǎlā ve
اللَّهِ llahi Allah’a
فَلْيَتَوَكَّلِ felyetevekkeli dayansınlar
الْمُتَوَكِّلُونَ l-mutevekkilūne tevekkül edenler
 
Ayet Meali

Ve mâ lenâ ellâ netevekkele alâllâhi ve kad hedânâ subulenâ, ve le nasbirenne alâ mâ âzeytumûnâ, ve alâllâhi fel yetevekkelil mutevekkilûn (mutevekkilûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Bize yollarımızı göstermişken neden biz Allah´a dayanıp güvenmeyelim? Elbette bize yaptığınız eziyetlere katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah´a tevekkül etsinler.»



Diyanet
«Hem, bize yollarımızı göstermiş olduğu halde ne diye biz, Allah´a dayanıp güvenmeyelim? Sizin bize verdiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah´a tevekkülde sebat etsinler.»



Ahmed Hulusi
"Hem bizi hakikate giden yola yönlendirmişken ne diye Allâh`a tevekkül etmeyelim ki? Bize eziyet etmenize elbette sabredeceğiz... Tevekkül edenler Allâh`a tevekkül etsinler (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman etsinler).



Yaşar Nuri Öztürk
"O, bize yollarımızı göstermişken neden Allah´a tevekkül etmeyecekmişiz? Bize yaptığınız eziyetlere elbette sabredeceğiz. Tevekkül edenler yalnız Allah´a tevekkül etsinler."



Muhammed Esed
Hem, izlediğimiz yolu bize gösteren Allah olduğuna göre, artık nasıl güvenmeyebiliriz ki O´na? "Bunun içindir ki, bize çektirdiklerinize mutlaka göğüs gereceğiz; çünkü bir kere Allah´a güven bağlamış olanlar sonuna kadar O´na güvenmekte devam edeceklerdir!"



Edip Yüksel
"Bize yollarımızı göstermişken neden ALLAH’a güvenmeyelim? Sizin bize yaptığınız eziyete karşı sabırla direneceğiz. Güvenenler ALLAH’a güvenmeli."



Mustafa İslamoğlu
Hem bize yollarımızı bulmada rehberlik ettiği halde, Allah’a neden güvenip dayanmayalım ki? Ve elbette sizin bize çektirdiğiniz eza cefaya rağmen direneceğiz: sağlam bir dayanak arayan herkes de sadece Allah’a güvenip dayansınlar!"



Hakkı Yılmaz
(11,12)Elçileri onlara dediler ki: “Biz, ancak sizin gibi bir beşeriz. Velâkin Allah, kullarından dilediğini nimetlendirir. Ve Allah’ın izni/ bilgisi olmadıkça bizim için size bir delil getirmemiz olacak şey değildir. Onun için de inananlar sadece Allah’a işin sonucunu havale etsinler. Ve bize yollarımızı göstermişken, neden biz Allah’a sonucu bırakmayalım! Ve elbette biz, bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. Sonucu bırakanlar da yalnız Allah’a sonucu bıraksınlar.”