KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     14 : 9   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
أَلَمْ elem
يَأْتِكُمْ ye’tikum size gelmedi mi?
نَبَأُ nebeu haberi
الَّذِينَ elleƶīne kimselerin
مِنْ min
قَبْلِكُمْ ḳablikum sizden öncekilerin
قَوْمِ ḳavmi kavimlerinin
نُوحٍ nūHin Nuh
وَعَادٍ ve ǎādin ve Ad
وَثَمُودَ ve ṧemūde ve Semud
وَالَّذِينَ velleƶīne ve kimselerin
مِنْ min
بَعْدِهِمْ beǎ’dihim onlardan sonra gelen
لَا
يَعْلَمُهُمْ yeǎ’lemuhum onları kimse bilmez
إِلَّا illā başka
اللَّهُ llahu Allah’tan
جَاءَتْهُمْ cā'ethum onlara getirdi
رُسُلُهُمْ rusuluhum elçileri
بِالْبَيِّنَاتِ bil-beyyināti kanıtlar
فَرَدُّوا feraddū fakat koydular
أَيْدِيَهُمْ eydiyehum onlar ellerini
فِي
أَفْوَاهِهِمْ efvāhihim ağızlarına
وَقَالُوا ve ḳālū ve dediler ki
إِنَّا innā muhakkak biz
كَفَرْنَا kefernā tanımayız
بِمَا bimā şeyi
أُرْسِلْتُمْ ursiltum sizinle gönderilen
بِهِ bihi onunla
وَإِنَّا ve innā ve biz
لَفِي lefī içindeyiz
شَكٍّ şekkin bir kuşku
مِمَّا mimmā şeye karşı
تَدْعُونَنَا ted’ǔnenā bizi çağırdığınız
إِلَيْهِ ileyhi ona
مُرِيبٍ murībin derin
 
Ayet Meali

E lem ye’tikum nebeullezîne min kablikum kavmi nûhın ve âdin ve semûd(semûde), vellezîne min ba’dihim, lâ ya’lemuhum illallâh(illallâhu), câethum rusuluhum bil beyyinâti fe reddû eydiyehum fî efvâhihim ve kâlû innâ kefernâ bi mâ ursiltum bihî ve innâ le fî şekkin mimmâ ted’ûnenâ ileyhi murîb(murîbin).



Elmalı Hamdi Yazır

Sizden öncekilerin; Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları, Allah´tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar ellerini ağızlarına koydular ve dediler ki: «Biz sizinle gönderileni inkâr ettik ve bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz.»



Diyanet
Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah´tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.



Ahmed Hulusi
Sizden öncekilerin, Nuh halkının, Ad`ın, Semud`un ve onlardan sonrakilerin haberleri gelmedi mi size? (Ki) onları Allâh`tan başkası bilmez! Onlara Rasûlleri delillerle gelmişti de; onlar ellerini ağızlarına götürüp (Arap âdetinde bir fikri ret jesti) şöyle dediler: "Doğrusu biz kendisiyle irsâl olunduğunuzu inkâr ediyoruz; gerçekten bizi kendisine davet ettiğine karşı, endişe verici bir kuşku içindeyiz."



Yaşar Nuri Öztürk
Sizden öncekilerin, Nûh kavminin, Âd´ın, Semûd´un ve onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah´tan başkası bilmez onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz."



Muhammed Esed
Sizden önce gelip geçen (inkarcı toplum)ların başına gelenlerden hiç haberiniz olmadı mı; Nuh kavminin, ´Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah´tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için görevlendirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla ağızlarına götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu bizi çağırdığınız şey(in mahiyetin)den yana ciddi bir şüphe ve şaşkınlık içindeyiz".



Edip Yüksel
Sizden öncekilerin, Nuh, Ad ve Semud halkının ve onlardan sonra gelip de sadece ALLAH’ın bildiği kimselerin haberleri size ulaşmadı mı? Elçileri onlara apaçık delillerle gittiler, fakat onları küçümsediler ve "Biz getirdiğiniz şeyi inkâr ediyoruz ve bizi çağırdığınız mesaj hakkında kuşkumuz ve şüphemiz var" dediler.



Mustafa İslamoğlu
Sizden öncekilerin haberi size gelmedi mi? Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin (uğradıkları felaketin gerçek mahiyetini) Allah’tan başka kimse bilmez. Elçileri onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmiş, onlar ise nimeti teperek (sözlerini) ağızlarına tıkmışlar ve "Şunu aklınıza koyun ki biz sizinle gönderilenleri reddediyoruz; zira biz, davet ettiğiniz şeye dair şüphe içindeyiz" demişlerdi; mütereddit bir halde...



Hakkı Yılmaz
Sizden öncekilerin; Nûh toplumunun, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah’tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık kanıtlarla geldi de onlar, ellerini, elçilerin ağızlarına götürdüler. Ve: “Biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi bilerek reddettik/ inanmadık ve şüphesiz biz, bizi çağırdığınız şey hakkında yetersiz bilgi ve endişe içindeyiz” dediler.