KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     16 : 35   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَقَالَ ve ḳāle ve dediler
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
أَشْرَكُوا eşrakū ortak koşan(lar)
لَوْ lev eğer
شَاءَ şā'e dileseydi
اللَّهُ llahu Allah
مَا
عَبَدْنَا ǎbednā tapmazdık
مِنْ min
دُونِهِ dūnihi O’ndan başka
مِنْ min hiçbir
شَيْءٍ şey'in şeye
نَحْنُ neHnu (ne) biz
وَلَا ve lā ne de
ابَاؤُنَا ābā'unā atalarımız
وَلَا ve lā
حَرَّمْنَا Harramnā ve haram kılmazdık
مِنْ min
دُونِهِ dūnihi O’nsuz
مِنْ min hiçbir
شَيْءٍ şey'in şeyi
كَذَٰلِكَ keƶālike böyle
فَعَلَ feǎle yapmıştı
الَّذِينَ elleƶīne kimseler de
مِنْ min
قَبْلِهِمْ ḳablihim onlardan önceki(ler)
فَهَلْ fehel değil midir?
عَلَى ǎlā düşen
الرُّسُلِ r-rusuli elçilere
إِلَّا illā yalnız
الْبَلَاغُ l-belāğu tebliğ etmek
الْمُبِينُ l-mubīnu açıkça
 
Ayet Meali

Ve kâlellezîne eşrekû lev şâallâhu mâ abednâ min dûnihî min şey’in nahnu ve lâ âbâunâ ve lâ harremnâ min dûnihi min şey’(şey’in), kezâlike fe alellezîne min kablihim, fe hel aler rusuli illel belâgul mubîn(mubînu).



Elmalı Hamdi Yazır

Allah´a ortak koşanlar dediler ki: «Allah dileseydi, ne biz, ne atalarımız O´ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O´nun emri dışında hiçbir şeyi haram kılmazdık» Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar. Buna karşı peygamberlerin vazifesi, ancak açık seçik bir tebliğden, ibarettir.



Diyanet
Ortak koşanlar dediler ki: «Allah dileseydi ne biz ne de babalarımız ondan başkasına tapardık. Onun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Peygamberlerin üzerine açık seçik tebliğden başka bir şey düşer mi!



Ahmed Hulusi
Şirk koşanlar dediler ki: "Eğer Allâh dileseydi biz de atalarımız da O`ndan başka bir şeye tapınmaz ve O`nun dediğinden başka bir şeyi haram etmezdik"... Kendilerinden öncekiler de işte böyle yapmıştı... Rasûllerin görevi, apaçık tebliğden başka ne olabilir?



Yaşar Nuri Öztürk
Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O´na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir.



Muhammed Esed
Allah´tan başkalarına tanrısal nitelikler yakıştıran kimseler: "Eğer Allah dileseydi," diyorlar, "ne biz, ne de atalarımız O´ndan başka hiçbir şeye kulluk etmez, O´nun buyruğu hilafına hiçbir şeyi yasaklamazdık." Onlardan önce gelip geçen (inkarcılar) da tıpkı böyle demişlerdi; peki, bu durumda elçilere, (kendilerine indirilen mesajı) açık açık bildirmekten başka ne düşer?



Edip Yüksel
Ortak koşanlar, "ALLAH dilemeseydi ne biz, ne de atalarımız O’ndan başka bir şeye hizmet etmez ve O’nun haram ettiğinden başkasını da haram kılmazdık." Kendilerinden öncekiler de böyle davranmıştı. Elçinin açıkça bildirmekten başka bir görevi mi var?*



Mustafa İslamoğlu
Bir de, Allah’tan başkasına ilahlık yakıştırmakta direnenler dediler ki: "Eğer Allah dileseydi, ne biz ne de atalarımız, hem O’ndan başka hiçbir şeye kulluk etmez hem de O’ndan başkasının (sözüyle) hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı; peki, bu durumda elçilere (mesajı) açık seçik bildirmek dışında başka ne düşer?



Hakkı Yılmaz
Ve Allah’a ortak koşan şu kimseler: “Allah dileseydi biz ve atalarımız Kendisinin astlarından hiç bir şeye tapmazdık ve O’nun astlarından hiç bir şeyden haram kılmazdık/ kutsallar edinmezdik” dediler. Kendilerinden önceki kimseler böyle yaptılar. İşte elçiler üzerine, ancak açık-seçik bir tebliğden başka ne olur?