KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     16 : 85   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَإِذَا ve iƶā ve zaman
رَأَى raā gördükleri
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
ظَلَمُوا Zalemū zulmedenler
الْعَذَابَ l-ǎƶābe azabı
فَلَا felā artık
يُخَفَّفُ yuḣaffefu hafifletilmez
عَنْهُمْ ǎnhum onlardan
وَلَا ve lā ve asla
هُمْ hum onlara
يُنْظَرُونَ yunZerūne fırsat verilmez
 
Ayet Meali

Ve izâ raellezîne zalemûl azâbe fe lâ yuhaffefuanhum ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne).



Elmalı Hamdi Yazır

O zulmedenler, azabı gördükleri zaman, artık onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara süre verilir.



Diyanet
O zulmedenler azabı gördüklerinde, artık onlardan azap hafifletilmez, onlara mühlet de verilmez.



Ahmed Hulusi
Zulmedenler azapla karşılaştıklarında, kendilerine hafifletilmez ve onlara bakılmaz.



Yaşar Nuri Öztürk
Zulme sapanlar azapla yüzyüze geldiklerinde, ne azapları hafifletilir ne de yüzlerine bakılır.



Muhammed Esed
Ve kötülüğe, haksızlığa şartlanmış olanlar (o gün kendilerini bekleyen) azabı karşılarında bulduklarında, o azabın kendileri için (hiçbir mazeretle) hafifletilmeye(ceğini) ve kendilerine artık zaman da verilmeyeceğini (hemen anlayacaklar).



Edip Yüksel
Zulmedenler azabı gördükleri zaman artık onlar için hafifletilmez, ertelenmez.



Mustafa İslamoğlu
Ve o zulmedenler azabı görünce, artık onun kendilerine hafifletilmeyeceğini de fırsat tanınmayacağını da anlayacaklar.



Hakkı Yılmaz
Ve o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimseler, azabı gördükleri zaman, artık onlardan hafifletilmez ve onlara süre verilmez.