KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     2 : 11   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَإِذَا ve iƶā zaman
قِيلَ ḳīle denildiği
لَهُمْ lehum onlara
لَا yapmayın
تُفْسِدُوا tufsidū bozgunculuk
فِي
الْأَرْضِ l-erDi yeryüzünde
قَالُوا ḳālū derler
إِنَّمَا innemā sadece
نَحْنُ neHnu biz
مُصْلِحُونَ muSliHūne düzelticileriz
 
Ayet Meali

Ve izâ kîle lehum lâ tufsidû fîl ardı, kâlû innemâ nahnu muslihûn(muslihûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Hem onlara: «Yeryüzünde fesat çıkarmayın.» denildiğinde: «Biz ancak ıslah edicileriz.» derler.



Diyanet
Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, «Biz ancak ıslah edicileriz» derler.



Ahmed Hulusi
Onlara, arzda (yeryüzünde ve bedende) fesat çıkarmayın (varoluş amacına uygun olmayan şekilde hareket etmeyin), denildiğinde: "Biz ıslahçılarız (yerli yerinde kullananlarız)" dediler.



Yaşar Nuri Öztürk
Onlara, "Yeryüzünde bozgun çıkartmayın" dendiğinde, "Tam tersine, bizler barış ve esenlik getirenleriz" demişlerdir.



Muhammed Esed
Onlara "Yeryüzünde yozlaşmaya ve çürümeye yol açmayın!" dediklerinde "Biz sadece düzeltmeye ve iyileştirmeye çalışıyoruz!" diye cevap verirler.



Edip Yüksel
Kendilerine, "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın" denildiğinde "Bizler sadece düzeltenleriz" derler.



Mustafa İslamoğlu
Kendilerine "Yeryüzünde fesat çıkarmayın!" denildiğinde, "Biz sadece ıslahatçılarız" derler.



Hakkı Yılmaz
Onlara, “Yeryüzünde kargaşa çıkarmayın” denildiğinde de, “Biz ancak düzelten kişileriz” derler.