KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     2 : 217   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
يَسْأَلُونَكَ yes’elūneke sana soruyorlar
عَنِ ǎni
الشَّهْرِ ş-şehri ayında
الْحَرَامِ l-Harāmi haram
قِتَالٍ ḳitālin savaşmaktan
فِيهِ fīhi onda
قُلْ ḳul de ki
قِتَالٌ ḳitālun savaş
فِيهِ fīhi O (aylar)da
كَبِيرٌ kebīrun büyük bir günahtır
وَصَدٌّ veSaddun ve alıkoymak
عَنْ ǎn -ndan
سَبِيلِ sebīli yolu-
اللَّهِ llahi Allah
وَكُفْرٌ ve kufrun ve inkar etmek
بِهِ bihi O’nu
وَالْمَسْجِدِ velmescidi ve Mescid-i
الْحَرَامِ l-Harāmi Haram(dan)
وَإِخْرَاجُ ve iḣrācu sürüp çıkarmak
أَهْلِهِ ehlihi halkını
مِنْهُ minhu ondan (Mekke’den)
أَكْبَرُ ekberu daha büyük (bir günahtır)
عِنْدَ ǐnde yanında
اللَّهِ llahi Allah
وَالْفِتْنَةُ velfitnetu ve fitne
أَكْبَرُ ekberu daha büyük(bir günah)tır
مِنَ mine -ten
الْقَتْلِ l-ḳatli öldürmek-
وَلَا ve lā
يَزَالُونَ yezālūne vazgeçmezler
يُقَاتِلُونَكُمْ yuḳātilūnekum sizinle savaşmaktan
حَتَّىٰ Hattā kadar
يَرُدُّوكُمْ yeruddūkum sizi döndürünceye
عَنْ ǎn -den
دِينِكُمْ dīnikum dininiz-
إِنِ ini eğer
اسْتَطَاعُوا steTāǔ güçleri yetse
وَمَنْ ve men ve kim
يَرْتَدِدْ yertedid döner
مِنْكُمْ minkum sizden
عَنْ ǎn -nden
دِينِهِ dīnihi dini-
فَيَمُتْ feyemut ve ölürse
وَهُوَ ve huve ve o
كَافِرٌ kāfirun kafir olarak
فَأُولَٰئِكَ feulāike işte
حَبِطَتْ HabiTat boşa çıkmıştır
أَعْمَالُهُمْ eǎ’māluhum onların bütün yaptıkları
فِي
الدُّنْيَا d-dunyā dünyada (da)
وَالْاخِرَةِ vel’āḣirati ahirette (de)
وَأُولَٰئِكَ ve ulāike ve onlar
أَصْحَابُ eSHābu halkıdır
النَّارِ n-nāri ateş
هُمْ hum ve onlar
فِيهَا fīhā orada
خَالِدُونَ ḣālidūne sürekli kalacaklardır
 
Ayet Meali

Yes’elûneke aniş şehril harâmi kıtâlin fîh(fîhi), kul kıtâlun fîhi kebîr(kebîrun), ve saddun an sebîlillâhi ve kufrun bihî vel mescidil harâmi ve ihrâcu ehlihî minhu ekberu indallâh(indallâhi), vel fitnetu ekberu minel katl(katli), ve lâ yezâlûne yukâtilûnekum hattâ yeruddûkum an dînikum inistetâû ve men yertedid minkum an dînihî fe yemut ve huve kâfirun fe ulâike habitat a’mâluhum fîd dunyâ vel âhireh(âhireti), ve ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Ey Muhammed! Sana haram aydan ve o ayda savaşmaktan soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak, büyük bir günahtır. Bununla beraber Allah yolundan alıkoymak, O´nu inkar etmek, insanları, Mescid- i Haram´dan menetmek ve halkını oradan çıkarmak, Allah yanında daha büyük bir günahtır ve fitne, öldürmekten daha büyük bir vebaldir. Onlar, güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Sizden de her kim, dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların bütün amelleri, dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. İşte onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır.



Diyanet
Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah´ı inkâr etmek, Mescid-i Haram´ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.



Ahmed Hulusi
Sana, savaşmanın haram olduğu ay içinde savaşmayı soruyorlar. O ayda savaşmak büyük iştir! Ne var ki Allâh yolundan (insanları) alıkoymak, hakikatini inkâr ve Mescid-i Haram`a nankörlük edip, halkı oraya girmekten yasaklamak, ehlini oradan sürmek, Allâh indînde çok daha büyük iştir! Fitne, öldürmekten de büyük iştir! Onlar güç yetirebilseler, sizi inancınızdan döndürene kadar sizinle savaşırlar. Sizden, kim din anlayışından döner ve hakikati inkâr üzere ölürse, dünyada ve sonsuz gelecek sürecinde, tüm yaptığı iyi işler boşa gider. İşte onlar ateş (yanma) ehlidirler ve sonsuza dek orada kalırlar.



Yaşar Nuri Öztürk
Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: "O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O´na ve Mescid-i Haram´a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır." Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.



Muhammed Esed
Sana saldırmazlık örfünün geçerli ayda savaşmanın hükmünü soruyorlar. De ki: "O ayda savaşmak çirkin bir şeydir; ancak insanları Allah yolundan çevirmek, O´nu inkar etmek ve Mescid-i Haram(a girmekten onları men etmek) ve halkını oradan sürmek, (bütün bunlar) Allah katında daha da kötüdür, çünkü zulüm ve baskı öldürmekten daha korkunçtur." (Düşmanlarınız) güçleri yeterse, inancınızdan döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan vazgeçmeyeceklerdir. Ama sizden biri imanından döner ve hakikati inkar eden biri olarak ölürse, böyle birinin yapıp ettikleri bu dünyada da, öteki dünyada da boşa gidecektir; işte böyleleri içinde yaşayıp kalacakları ateşe mahkum kimselerdir.



Edip Yüksel
Sana, Sınırlanmış Ayda savaşmak konusunu da soruyorlar. De ki: "Onda savaş büyük bir günahtır. Fakat ALLAH’ın yolundan çevirmek, O’na ve Sınırlanmış Mescid’e nankörlük etmek ve halkını oradan çıkarmak ALLAH yanında daha büyük bir günahtır. Çünkü kargaşa ve zulüm, öldürmekten daha büyük bir suçtur." Güçleri yetse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşırlar. Sizden kim dininden döner ve inkârcı olarak ölürse, tüm yaptıkları dünyada ve ahirette boşa çıkar. Onlar ateş halkıdır ve orada sürekli kalıcıdırlar.



Mustafa İslamoğlu
Sana saldırmazlık ayında savaşmanın hükmünü soruyorlar. De ki: "O ayda savaşmak büyük bir hatadır. Fakat Allah’ın yolundan insanları çevirmek, O’nu ve Mescid-i Haram’ın hürmetini inkar etmek, oranın sakinlerini oradan sürüp çıkarmak Allah katında daha büyük bir cürümdür. Fakat inanca yönelik baskı ve zulüm, adam öldürmekten daha beterdir." Eğer düşmanlarınızın gücü yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. Sizden her kim dininden döner ve kafir olduğu halde ölürse, onun bütün yapıp-ettiği ameller dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Onlar ateşe mahkumdurlar, onlar orada kalıcıdırlar.



Hakkı Yılmaz
Sana dokunulmaz olan aydan ve o dokunulmaz olan ayda savaşmaktan soruyorlar. De ki: “Onda savaşmak, büyük suçtur. Ve Allah yolundan alıkoymak, O’nu ve Mescid-i Harâm’ı/ilâhîyat eğitim merkezini bilerek reddetmek/ görmezlikten gelmek ve Mescid-i Harâm’ın halkını; orada eğitim-öğretim yapanları ve kısa süreli eğitime katılanları oradan çıkarmak, Allah yanında daha büyüktür. Ve insanları dinden çıkarmak; ortak koşmaya, Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini örtmeye sürüklemek, öldürmekten daha büyüktür.” Onlar, eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Sizden de her kim dininden döner ve kâfir; Allah’ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden biri olarak can verirse, artık onların bütün amelleri, dünyada ve âhirette boşa gitmiştir. Ve işte onlar, ateşin ashâbıdır. Onlar orada sürekli kalanlardır.