KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     2 : 89   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَلَمَّا velemmā Ne zaman ki
جَاءَهُمْ cā'ehum onlara geldi
كِتَابٌ kitābun bir Kitap (Kur’an)
مِنْ min
عِنْدِ ǐndi katından
اللَّهِ llahi Allah
مُصَدِّقٌ muSaddiḳun doğrulayıcı
لِمَا limā şeyi
مَعَهُمْ meǎhum yanlarında bulunan (Tevrat)ı
وَكَانُوا vekānū ve idiler
مِنْ min
قَبْلُ ḳablu daha önce
يَسْتَفْتِحُونَ yesteftiHūne yardım istedikleri
عَلَى ǎlā karşı
الَّذِينَ elleƶīne kimselere
كَفَرُوا keferū inkar eden
فَلَمَّا felemmā ne zaman
جَاءَهُمْ cā'ehum kendilerine gelince
مَا şey
عَرَفُوا ǎrafū o bildikleri (Kur’an)
كَفَرُوا keferū inkar ettiler
بِهِ bihi onu
فَلَعْنَةُ feleǎ’netu artık la’neti
اللَّهِ llahi Allah’ın
عَلَى ǎlā üzerine olsun!
الْكَافِرِينَ l-kāfirīne inkarcıların
 
Ayet Meali

Ve lemmâ câehum kitâbun min indillâhi musaddikun limâ meahum, ve kânû min kablu yesteftihûne alellezîne keferû, fe lemmâ câehum mâ arafû keferû bihî, fe la’netullâhi alel kâfirîn(kâfirîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Yanlarındakini tasdik etmek üzere onlara Allah katından bir kitap gelince, daha önceleri inanmayanlara karşı onunla yardım isteyip durdukları halde, o tanıdıkları kendilerine gelince, bu sefer kendileri onu inkâr ettiler. İşte bundan dolayı Allah´ın laneti kâfirleredir.



Diyanet
Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat´ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat´tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah´ın lâneti böyle inkârcılaradır.



Ahmed Hulusi
Daha önce, dini inkâr eden kâfirlere karşı zafer kazanmak üzere bir açılım istediklerinde (Yahudiler), kendilerindeki bilgiyi tasdik eden bir yeni bilgi, Allâh tarafından onlara verildi; O geleceğini bildikleri (Hz.Muhammed) geldi, ama onu inkâr ettiler! Artık onlar Allâh`tan uzak düşmüş bir hâlde yaşarlar (Allâh lâ`neti hakikati reddedenler üzerinedir)!



Yaşar Nuri Öztürk
Yanlarındakini doğrulamak üzere kendilerine Allah katından bir kitap geldiğinde, daha önce inkâr edenlere karşı zafer isteyip durdukları halde, tanıyıp bildikleri kendilerine gelince, onu inkâr ettiler. Küfre sapanların üstüne olsun Allah´ın laneti!...



Muhammed Esed
Ve ne zaman Allah katından onlara, halen sahip oldukları hakikati tasdik eden bir (yeni) vahiy geldiyse, daha önce, hakikati inkara şartlanmış olanlara karşı üstün gelmek için yalvarıp yakardı(klarını çarçabuk unutarak) daha önce tanıdıkları (hakikati) bu defa inkara kalkıştılar. Ve Allah´ın laneti, hakikati inkar eden herkesin üzerindedir.



Edip Yüksel
İnkarcılara karşı yardım beklemelerine rağmen, onlara ALLAH katından yanlarındakini doğrulayıcı bir kitap, bu bekledikleri şey, kendilerine gelince onu inkâr ettiler. ALLAH’ın laneti, inkarcılara olsun!



Mustafa İslamoğlu
Allah katından o (Yahudilere) halen sahip oldukları bilgiyi doğrulayan bir kitap geldiğinde; -ki önceleri inkar edenlere (o kitap ve peygamberle) istikbalde galip gelecekleri (tehdidinde) bulunuyorlardı- işte böylesine tanıdıkları o kitap kendilerine geldiğinde onu inkar ettiler: Allah’ın laneti inkarcıların üzerine olsun!



Hakkı Yılmaz
Onlara Allah katından kendileri ile birlikte olanı doğrulayan bir kitap; Kur’an gelince de –ki bunlar daha önceleri kâfirlere; Allah’ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden kimselere karşı zafer kazanmak istemişlerdi de o tanıdıkları kendilerine gelmişti– onu kendileri örttüler. Artık Allah’ın dışlaması/ rahmetinden mahrum bırakması, Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini örtenler üzerinedir.