KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     20 : 110   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
يَعْلَمُ yeǎ’lemu O bilir
مَا olanı
بَيْنَ beyne arasında (önlerinde)
أَيْدِيهِمْ eydīhim ellerinin (önlerinde)
وَمَا ve mā ve olanı
خَلْفَهُمْ ḣalfehum arkalarında
وَلَا velā ve
يُحِيطُونَ yuHīTūne onlar ise kavrayamazlar
بِهِ bihi O’nu
عِلْمًا ǐlmen bilgice
 
Ayet Meali

Ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve lâ yuhîtûne bihî ılmâ(ılmen).



Elmalı Hamdi Yazır

Allah, onların geleceklerini de, geçmişlerini de bilir. Onlar ise O´nu ilmen kavrayamazlar.



Diyanet
O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz.



Ahmed Hulusi
Onların önlerindekini de, arkalarındakini de (geçmiş ve geleceklerini) bilir... O`nun ilmini ihâta edemezler.



Yaşar Nuri Öztürk
Onların önden gönderdiklerini de arkada bıraktıklarını da bilir, ama onlar O´nu ilimle kuşatamazlar.



Muhammed Esed
(Çünkü) O, insanların gözleri önünde olanı da, onlardan saklı tutulanı da bütünüyle bilmektedir, ama onlar O´nu bilgice asla kuşatamazlar.



Edip Yüksel
Hiç kimse O’nu bilgice kavrayamazken, O onların geçmişini de geleceğini de bilir.



Mustafa İslamoğlu
O onların bildiklerini de, bilmediklerini de biliyor; fakat insan bilgi (kapasitesinin sınırlılığı) sebebiyle bunu asla kavrayamaz.



Hakkı Yılmaz
Allah, yardım görmeyenlerin önlerindeki ve arkalarındaki şeyleri bilir. Onlar ise O’nu bilgice kuşatamazlar.