KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     24 : 47   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَيَقُولُونَ ve yeḳūlūne ve diyorlar
امَنَّا āmennā inandık
بِاللَّهِ billahi Allah’a
وَبِالرَّسُولِ ve bil-rasūli ve Rasule
وَأَطَعْنَا ve eTaǎ’nā ve ita’at ettik
ثُمَّ ṧumme sonra
يَتَوَلَّىٰ yetevellā dönüyor
فَرِيقٌ ferīḳun bir grup
مِنْهُمْ minhum onladan
مِنْ min
بَعْدِ beǎ’di ardından
ذَٰلِكَ ƶālike bunun
وَمَا ve mā ve değillerdir
أُولَٰئِكَ ulāike bunlar
بِالْمُؤْمِنِينَ bil-mu'minīne inanmış
 
Ayet Meali

Ve yekûlûne âmennâ billâhi ve bir resûli ve ata’nâ summe yetevellâ ferîkun minhum min ba’di zâlik(zâlike) ve mâ ulâike bil mu’minîn(mu’minîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Bir de «Allah´a ve Resulüne inandık ve itaat ettik» diyorlar da, sonra bunun arkasından yan çiziyorlar; bunlar mümin değillerdir.



Diyanet
(Bazı insanlar:) «Allah´a ve Peygamber´e inandık ve itaat ettik» diyorlar; ondan sonra da içlerinden bir gurup yüz çeviriyor. Bunlar inanmış değillerdir.



Ahmed Hulusi
"Esmâ`sıyla hakikatimiz olan Allâh`a ve Bir-Rasûl`e (Rasûlü olarak hükmüne) iman ettik, itaat ettik" diyorlar; ama onlardan bir grup bunu dedikten sonra geri dönüyor! Onlar imanlı değillerdir!



Yaşar Nuri Öztürk
"Allah´a ve o resule inandık, boyun eğdik." diyorlar, sonra da içlerinden bir fırka bunun hemen ardından yüz çeviriyor. Bunlar, inanmış insanlar değiller.



Muhammed Esed
Çünkü, (niceleri) "Allah´a ve Rasul´e inandık, itaat ettik!" derler de, sonra onlardan bir kısmı, bu (sözlerine) rağmen, (doğru yoldan) geri dönerler; işte böyleleri hiçbir zaman (gerçek) müminler değillerdir.



Edip Yüksel
"ALLAH’ı ve elçiyi onayladık ve itaat ettik" derler. Fakat sonra, bunun ardından, onlardan bir grup yüz çevirir; bunlar gerçeği onaylamış değildir.



Mustafa İslamoğlu
Ama birileri "Biz Allah’a ve Rasul’e hem inandık, hem de itaat ettik" derler, sonra da onlardan bir kısmı bunca (taahhüdün) ardından sözlerinden geri dönerler: şu halde bu gibiler gerçek mü’min değildirler.



Hakkı Yılmaz
Ve onlar, “Allah’a ve Elçi’ye inandık ve itaat ettik” diyorlar. Sonra da onlardan bir grup, arkasından geri duruyorlar ve bunlar, mü’minler değildir.