KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     27 : 42   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَلَمَّا felemmā ne zaman ki
جَاءَتْ cā'et gelince
قِيلَ ḳīle dendi
أَهَٰكَذَا ehākeƶā böyle mi?
عَرْشُكِ ǎrşuki senin tahtın
قَالَتْ ḳālet dedi
كَأَنَّهُ keennehu tıpkı (öyle)
هُوَ huve o
وَأُوتِينَا ve ūtīnā ve bize verilmişti
الْعِلْمَ l-ǐlme bilgi
مِنْ min
قَبْلِهَا ḳablihā daha önce
وَكُنَّا ve kunnā ve biz olmuştuk
مُسْلِمِينَ muslimīne müslüman
 
Ayet Meali

Fe lemmâ câet kîle e hâkezâ arşuk(arşuki), kâlet ke ennehu huve ve ûtînel ilme min kablihâ ve kunnâ muslimîn(muslimîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Melike gelince, «Senin tahtın da böyle mi?» dendi. O şöyle cevap verdi: «Tıpkı o! Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik.»



Diyanet
Melike gelince: Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi: Tıpkı o! (Süleyman şöyle dedi): Bize daha önce (Allah´tan) bilgi verilmiş ve biz müslüman olmuştuk.



Ahmed Hulusi
(Saba Melikesi) geldiğinde şöyle denildi: "Senin tahtın işte böyle midir?"... (Melike de) dedi ki: "Sanki o... Bundan önce (zaten) bize ilim verilmişti ve müslimler olmuştuk."



Yaşar Nuri Öztürk
Melike gelince şöyle denildi: "Senin tahtın da böyle mi?" Dedi: "Bu sanki o. Zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz müslüman olmuştuk."



Muhammed Esed
Ve böylece, (Süleyman´ın yanına gelince) ona: "Senin tahtın böyle miydi?" diye soruldu. (Sebe Melikesi:) "Sanki bunun gibiydi!" dedi. (Süleyman, bunun üzerine, yanındakilere:) "(İlahi) bilgi ondan önce bize verilmiş olduğu ve bizim de (başından beri) Allah´a yürekten boyun eğen kimseler olduğumuz halde, (Melike´nin, bizim kendisine bu yolda herhangi bir yardımımız olmadan, kendiliğinden hakka ulaştığını)



Edip Yüksel
(Kadın lider) varınca kendisine, "Senin tahtın buna mı benziyor?" dendi. "Tıpkı o" dedi, "Bize ondan önce bilgi verilmişti ve biz Müslüman idik."



Mustafa İslamoğlu
(Sebe kraliçesi) gelince, ona "Senin tahtın da böyle miydi?" denildi; o da "Sanki bu tıpkı o!" dedi.Ve (Süleyman şöyle dedi): "Hakikatin bilgisi ondan önce bize verilmişti, bu yüzden de biz müslüman olduk;



Hakkı Yılmaz
Melike geldiği zaman, “Senin tahtın böyle mi?” dendi. Melike: “Sanki bu, odur. Ve bize ondan önce bilgi verilmiş ve biz Müslümanlar olmuş idik.”