KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     28 : 37   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَقَالَ ve ḳāle ve dedi ki
مُوسَىٰ mūsā Musa
رَبِّي rabbī Rabbim
أَعْلَمُ eǎ’lemu daha iyi biliyor
بِمَنْ bimen kimin
جَاءَ cā'e getirdiğini
بِالْهُدَىٰ bil-hudā hidayet
مِنْ min -ndan
عِنْدِهِ ǐndihi kendisinin yanı-
وَمَنْ ve men ve kime
تَكُونُ tekūnu ait olacağını
لَهُ lehu onun
عَاقِبَةُ ǎāḳibetu sonunun
الدَّارِ d-dāri bu (dünya) evin(in)
إِنَّهُ innehu muhakkak ki
لَا olmaz
يُفْلِحُ yufliHu iflah
الظَّالِمُونَ Z-Zālimūne zalimler
 
Ayet Meali

Ve kâle mûsâ rabbî a’lemu bi men câe bil hudâ min indihî ve men tekûnu lehu âkıbetud dâr(dârı), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Musa şöyle dedi: «Rabbim, kendi katından kimin hidayet rehberi getirdiğini ve hayırlı akibetin kime nasip olacağını en iyi bilendir. Muhakkak ki zalimler, kurtuluşa eremezler.»



Diyanet
Musa şöyle dedi: Rabbim, kendi katından kimin hidayet (hakka rehberlik) getirdiğini ve hayırlı âkıbetin kime nasip olacağını en iyi bilendir. Muhakkak ki, zalimler iflâh olmazlar.



Ahmed Hulusi
Musa dedi ki: "Rabbim daha iyi bilir, O`nun indînden kimin hakikat kılavuzu olarak geldiğini ve yurdun, sonunda kimin olacağını... Muhakkak ki zulmedenler kurtulamazlar."



Yaşar Nuri Öztürk
Mûsa dedi ki: "Katından kimin hidayet getirdiğini ve bu yurdun, sonunda kimin olacağını Rabbim daha iyi bilir. Şu bir gerçek ki zalimler iflah etmezler."



Muhammed Esed
(Musa:) "Kimin O´nun katından bahşedilmiş doğru yol bilgisiyle geldiğini, bu (geçici dünya) yurdu(nu)n sonunda kime kalacağını en iyi bilen benim Rabbimdir. Muhakkak olan şu ki, zalimler asla kurtuluşa, esenliğe erişemezler!" diye karşılık verdi.



Edip Yüksel
Musa dedi ki, "Rabbim, kendisinden bir hidayetle gelenin kim olduğunu ve sonunda kimin kazançlı çıkacağını iyi bilir. Zalimler kesinlikle başaramazlar."



Mustafa İslamoğlu
Ve Musa: "O’nun katından, doğru yol kılavuzuyla gelenin kim olduğu ve bu yurdun en sonunda kime kalacağını benim Rabbim daha iyi bilir; şu bir gerçek ki, zalimler asla başarıya ulaşamazlar" dedi.



Hakkı Yılmaz
Mûsâ da dedi ki: “Benim Rabbim, kendi katından kimin doğru yol kılavuzu ile geldiğini ve yurdun sonunun kim için daha iyi olacağını daha iyi bilendir. Şüphesiz ki şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar, kurtuluşa eremezler.”