KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     3 : 106   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
يَوْمَ yevme O gün
تَبْيَضُّ tebyeDDu ağarır
وُجُوهٌ vucūhun (bazı) yüzler
وَتَسْوَدُّ ve tesve ddu kararır
وُجُوهٌ vucūhun (bazı) yüzler
فَأَمَّا feemmā o zaman
الَّذِينَ elleƶīne kimselere
اسْوَدَّتْ sveddet kararan
وُجُوهُهُمْ vucūhuhum yüzleri
أَكَفَرْتُمْ ekefertum inkar ettiniz ha? (denilir)
بَعْدَ beǎ’de sonra
إِيمَانِكُمْ īmānikum inanmanızdan
فَذُوقُوا feƶūḳū öyle ise tadın
الْعَذَابَ l-ǎƶābe azabı
بِمَا bimā karşılık
كُنْتُمْ kuntum etmenize
تَكْفُرُونَ tekfurūne inkar
 
Ayet Meali

Yevme tebyaddu vucûhun ve tesveddu vucûh(vucûhun), fe emmellezînesveddet vucûhuhum e kefertum ba’de îmânikum fe zûkûl azâbe bimâ kuntum tekfurûn(tekfurûne).



Elmalı Hamdi Yazır

O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: «İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın» (denecektir).



Diyanet
Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir).



Ahmed Hulusi
O süreçte bazı vechler (bilinçler) parıldar (Hakk`ın nûru ile), bazı vechler kararır (benlik zulmetiyle)... Vechleri kararanlara (şöyle denir): "İmanınızdan sonra inkâra düştünüz ha! Hakikati inkârınız yüzünden varlığınızın sizde oluşturacağı azabı yaşayın."



Yaşar Nuri Öztürk
Gün gelir bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara şöyle denir: "İmanınızdan sonra küfre mi düştünüz? Hadi, saptığınız küfür yüzünden tadın azabı!"



Muhammed Esed
bazı yüzlerin (mutluluktan) parladığı ve bazı yüzlerin (acıyla) karardığı o (Hesap) Günü´nde yüzleri kararanlara: "İmana erdikten sonra hakikati inkar mı ettiniz? O halde hakikati inkar ettiğiniz için tadın bu azabı!" (denilecek).



Edip Yüksel
O gün bazı yüzler aklanır, bazı yüzlerse kararır. Yüzleri kararanlara: "Gerçeği onayladıktan sonra inkâr mı ettiniz? İnkârınızdan dolayı azabı tadın."



Mustafa İslamoğlu
bazı yüzlerin ağarıp bazı yüzlerin karardığı o günde, yüzü kara çıkanlara (denilecek ki): "İmana erdikten sonra inkara saptınız ha? O halde, inkarınızdan dolayı tadın azabı!"



Hakkı Yılmaz
(105-107)Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanan ve ayrılığa düşen kimseler gibi de olmayın. İşte bunlar, birtakım yüzlerin beyazlaştığı, birtakım yüzlerin siyahlaştığı günde büyük bir azap kendileri için olanlardır. Artık yüzleri kararan kimselere: “Siz inandıktan sonra yeniden kâfir; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden biri mi oldunuz? Öyleyse, küfretmenizden; Allah’ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmenizden dolayı tadın cezayı!” Yüzleri ağaran kimseler de, biliniz ki, Allah’ın rahmeti içindedirler. Onlar orada sürekli kalanlardır.