KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     3 : 146   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَكَأَيِّنْ ve keeyyin nice var ki
مِنْ min den
نَبِيٍّ nebiyyin peygamber-
قَاتَلَ ḳātele çarpıştılar
مَعَهُ meǎhu kendileriyle beraber
رِبِّيُّونَ ribbiyyūne Rabbani (erenler)
كَثِيرٌ keṧīrun birçok
فَمَا femā
وَهَنُوا vehenū yılmadılar
لِمَا limā şeylerden
أَصَابَهُمْ eSābehum başlarında gelen
فِي
سَبِيلِ sebīli yolunda
اللَّهِ llahi Allah
وَمَا ve mā
ضَعُفُوا Deǔfū zayıflık göstermediler
وَمَا ve mā
اسْتَكَانُوا stekānū boyun eğmediler
وَاللَّهُ vallahu Allah
يُحِبُّ yuHibbu sever
الصَّابِرِينَ S-Sābirīne sabredenleri
 
Ayet Meali

Ve keeyyin min nebiyyin kâtele, meahu rıbbiyyûne kesîr(kesîrun), fe mâ vehenû li mâ asâbehum fî sebîlillâhi ve mâ daufû ve mestekânû vallâhu yuhibbus sâbirîn(sâbirîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Nice peygamberler vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostları çarpıştılar; Allah yolunda başlarına gelenlerden yılgınlık göstermediler, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.



Diyanet
Nice peygamberler vardı ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.



Ahmed Hulusi
Nice Nebiler, beraberlerinde Rablerinin kulluğu içinde olduklarını yaşayanlar olduğu hâlde savaştılar da; Allâh yolunda başlarına gelenler yüzünden gevşemediler, zaaf göstermediler ve boyun eğmediler. Allâh güçlüklere tahammül edenleri sever.



Yaşar Nuri Öztürk
Nice peygamber, beraberinde kendisini Rabb´e adayan birçok kişi bulunduğu halde savaşmıştır. Onlar, Allah yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden gevşememiş, zayıflık göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri sever.



Muhammed Esed
Nice peygamber, arkasında Allah´a ram olmuş birçok insanla birlikte (O´nun yolunda) savaşmak zorunda kaldı: Onlar, Allah yolunda çektikleri sıkıntılardan dolayı ne korkuya kapıldılar, ne zayıf düştüler ve ne de kendilerini (düşman önünde) küçük düşürdüler, zira Allah sıkıntılara göğüs gerenleri sever;



Edip Yüksel
Nice peygamberler var ki yanlarında kendilerini Rab’lerine adamış birçok kişi ile birlikte savaştılar. ALLAH yolunda başlarına gelenden ötürü gevşemediler, yılmadılar, boyun eğmediler. ALLAH direnenleri sever.



Mustafa İslamoğlu
Ve nice peygamber, yanındaki Rabbe adanmış bir çok insanla birlikte savaşma durumunda kaldı. Onlar Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı ne yılgınlığa kapıldılar, ne acziyet gösterdiler, ne de baş eğdiler: zira Allah direnenleri sever.



Hakkı Yılmaz
Nice peygamberler de vardı ki kendileriyle beraber birçok Allah erleri savaştılar; Allah yolunda kendilerine isabet eden şeylerden gevşemediler, zaafa düşmediler ve boyun eğmediler. Ve Allah, sabredenleri sever.