KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     3 : 183   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
الَّذِينَ elleƶīne onlar ki
قَالُوا ḳālū dediler
إِنَّ inne şüphesiz
اللَّهَ llahe Allah
عَهِدَ ǎhide and verdi
إِلَيْنَا ileynā bize
أَلَّا ellā
نُؤْمِنَ nu'mine inanmayalım
لِرَسُولٍ lirasūlin hiçbir elçiye
حَتَّىٰ Hattā kadar
يَأْتِيَنَا ye’tiyenā bize getirinceye
بِقُرْبَانٍ biḳurbānin bir kurban
تَأْكُلُهُ te’kuluhu yiyeceği
النَّارُ n-nāru ateşin
قُلْ ḳul de ki
قَدْ ḳad elbette
جَاءَكُمْ cā'ekum size gelmişti
رُسُلٌ rusulun elçiler
مِنْ min
قَبْلِي ḳablī benden önce
بِالْبَيِّنَاتِ bil-beyyināti açık delillerle
وَبِالَّذِي ve bil-leƶī
قُلْتُمْ ḳultum ve bu dediğinizle
فَلِمَ felime niçin
قَتَلْتُمُوهُمْ ḳateltumūhum onları öldürdünüz
إِنْ in eğer
كُنْتُمْ kuntum idiyseniz
صَادِقِينَ Sādiḳīne doğru
 
Ayet Meali

Ellezîne kâlû innallâhe ahide ileynâ ellâ nu’mine li resûlin hattâ ye’tiyenâ bi kurbânin te’kuluhun nâr(nâru), kul kad câekum rusulun min kablî bil beyyinâti ve billezî kultum fe lime kateltumûhum in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne).



Elmalı Hamdi Yazır

«Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu.» diyenlere de ki: «Benden önce size bazı peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi. Eğer doğru insanlarsanız, ya onları niçin öldürdünüz?»



Diyanet
«Doğrusu Allah bize, (gökten inen) ateşin yiyeceği (yakıp kor edeceği) bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti» diyenlere şöyle de: Size, benden önce mucizelerle, (özellikle) dediğiniz (mucize) ile nice peygamberler geldi. Eğer doğru insanlar iseniz, ya onları niçin öldürdünüz?



Ahmed Hulusi
Onlar (Yahudiler) şöyle demişlerdi: "Allâh bize, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir Rasûle iman etmememiz konusunda emretti." De ki: "Benden önce Rasûller açık deliller olarak gelmiş ve de istediğinizi getirmişlerdi. Eğer sözünüzde sadık idiyseniz, niçin onları öldürdünüz?"



Yaşar Nuri Öztürk
Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki, madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?"



Muhammed Esed
"Allah, yakılarak sunulan bir kurban getirmedikçe, hiçbir elçiye inanmamamızı bize emretmiştir" iddiasında bulunanlara gelince, (Ey Peygamber, onlara) de ki: "Benden önce de peygamberler size hakikatin tüm kanıtlarını ve o hakkında konuştuğunuzu getirmişlerdi: Peki, söylediğinizde samimi idiyseniz neden onları katlettiniz?"



Edip Yüksel
Onlar, "Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiyi onaylamamamız konusunda ALLAH bizden söz aldı" diyorlar. De ki: "Benden önce, apaçık delillerle birlikte bu dediğinizi de size getiren elçiler geldi. Sözünüzün eriyseniz niçin onları öldürdünüz?"*



Mustafa İslamoğlu
"Allah, yakılarak sunulan bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmamamızı emretmişti" diyenlere gelince: De ki: "Benden önce de size peygamberler gelmiş, hem hakikatin apaçık belgelerini hem de sözünü ettiğiniz şeyi getirmişlerdi. Peki, madem doğru söylüyordunuz da niçin onları öldürdünüz?"



Hakkı Yılmaz
Allah fakir, biz zenginiz” diyenler, “Ateşin yiyeceği bir kurbanı bize getirmedikçe hiçbir elçiye iman etmeyeceğimize dair Allah, bize kesinlikle ahitte bulundu” diye saçmalayan kimselerdir. De ki: “Kesinlikle benden önce, size kimi elçiler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldiler de, peki, –eğer doğru kimseler iseniz– onları niçin öldürdünüz?”