KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     33 : 38   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
مَا yoktur
كَانَ kāne
عَلَى ǎlā üzerine
النَّبِيِّ n-nebiyyi Peygamber
مِنْ min herhangi
حَرَجٍ Haracin bir güçlük
فِيمَا fīmā bir şeyde
فَرَضَ feraDe takdir ettiği
اللَّهُ llahu Allah’ın
لَهُ lehu kendisine
سُنَّةَ sunnete yasasıdır
اللَّهِ llahi Allah’ın
فِي arasında
الَّذِينَ elleƶīne
خَلَوْا ḣalev geçenler
مِنْ min
قَبْلُ ḳablu sizden önce
وَكَانَ ve kāne ve
أَمْرُ emru emri
اللَّهِ llahi Allah’ın
قَدَرًا ḳaderan bir kaderdir
مَقْدُورًا meḳdūran takdir edilmiş
 
Ayet Meali

Mâ kâne alen nebiyyi min harecin fîmâ faradallâhu leh, sunnetallâhi fîllezîne halev min kabl(kablu), ve kâne emrullâhi kaderen makdûrâ(makdûran).



Elmalı Hamdi Yazır

Peygambere Allah´ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur. Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkında Allah´ın sünneti böyledir. Allah´ın emri ise biçilmiş bir kaderdir.



Diyanet
Allah´ın, kendisine helâl kıldığı şeyde Peygamber´e herhangi bir vebâl yoktur. Önce gelip geçenler arasında da Allah´ın âdeti böyle idi. Allah´ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir.



Ahmed Hulusi
Allâh`ın kendisine zorunlu kıldıklarında O Nebi`ye sorumluluk yoktur! Bu, önceden geçmişler içinde de Sünnetullâh`tır... Allâh`ın hükmü, planlanmış (yerine gelmesi kesin) bir kaderdir!



Yaşar Nuri Öztürk
Allah´ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah´ın yolu, yöntemi buydu. Allah´ın emri, belirlenmiş bir kaderdir/ölçüdür.



Muhammed Esed
(O halde,) Allah´ın kendisi için takdir ettiği şeyi (yapmasından dolayı) Peygamber´e hiçbir suç isnad edilemez. (Gerçekte, bu) sizden önce gelip geçenler için de Allah´ın bir uygulamasıydı; ve (şunu unutma ki) Allah´ın iradesi mutlaka tecelli eder.



Edip Yüksel
ALLAH’ın kendisine yasallaştırdığı bir konuda peygambere herhangi bir engel yoktur. Bu, öteden beri, gelmiş geçmişlere uygulanan ALLAH’ın sünneti (yasası) dır. ALLAH’ın emri, belirlenmiş ve kesinleşmiştir.*



Mustafa İslamoğlu
Allah’ın kendisini mecbur tuttuğu suç isnat edilemez. Allah’ın bu sünneti, daha önce gelip geçmiş olan (peygamberler) için de geçerliydi: sonuçta Allah’ın emri ölçülüp biçildiği gibi gerçekleşmiş oldu.



Hakkı Yılmaz
(38,39)Allah’ın kendisine farz kıldığı şeyde Peygamber üzerine, daha önce gelip geçen kimselerde; Allah’ın verdiği elçilik görevini tebliğ eden, O’na saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve Allah’tan başka kimseye saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duymayan kimselerle ilgili Allah’ın uygulaması olarak bir güçlük yoktur. Allah’ın emri, ayarlanmış, belirlenmiş bir kaderdir. Hesap görücü olarak Allah yeter.