KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     34 : 33   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَقَالَ ve ḳāle ve dedi(ler)
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
اسْتُضْعِفُوا stuD’ǐfū zayıf düşürülen(ler)
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimselere
اسْتَكْبَرُوا stekberū büyüklük taslayan(lara)
بَلْ bel hayır
مَكْرُ mekru hileler (kuruyordunuz)
اللَّيْلِ l-leyli gece
وَالنَّهَارِ ve nnehāri ve gündüz
إِذْ
تَأْمُرُونَنَا te’murūnenā bize emrediyordunuz
أَنْ en
نَكْفُرَ nekfura inkar etmemizi
بِاللَّهِ billahi Allah’ı
وَنَجْعَلَ ve nec’ǎle ve koşmamızı
لَهُ lehu O’na
أَنْدَادًا endāden eşler
وَأَسَرُّوا veeserrū ve içlerinde gizlediler
النَّدَامَةَ n-nedāmete pişmanlıklarını
لَمَّا lemmā
رَأَوُا raevu gördüklerinde
الْعَذَابَ l-ǎƶābe azabı
وَجَعَلْنَا ve ceǎlnā biz de geçirdik
الْأَغْلَالَ l-eğlāle demir halkalar
فِي
أَعْنَاقِ eǎ’nāḳi boyunlarına
الَّذِينَ elleƶīne kimselerin
كَفَرُوا keferū inkar eden(ler)
هَلْ hel mı?
يُجْزَوْنَ yuczevne cezalandırılacaklar
إِلَّا illā başkasıyla
مَا şeylerden
كَانُوا kānū oldukları
يَعْمَلُونَ yeǎ’melūne yapıyor(lar)
 
Ayet Meali

Ve kâlellezînestud’ifû lillezînestekberû bel mekrul leyli ven nehâri iz te’murûnenâ en nekfure billâhi ve nec’ale lehû endâdâ(endâden), ve eserrûn nedâmete lemmâ raevûl azâb(azâbe), ve cealnel aglâle fî a’nâkıllezîne keferû, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).



Elmalı Hamdi Yazır

O zayıf düşürülenler de o büyüklük taslayanlara: «Hayır, (işiniz) gece, gündüz hilekârlıktı. Çünkü siz bize Allah´ı inkâr etmemizi ve O´na eş koşmamızı emrediyordunuz.» derler. Bunlar azabı gördükleri zaman içlerinden pişmanlık getirmektedirler. Biz de o kâfirlerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir. Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlardır.



Diyanet
Zayıf sayılanlar da büyüklük taslayanlara: Hayır! Gece gündüz (işiniz) tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima Allah´ı inkâr etmemizi, O´na ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz, derler. Artık azabı gördüklerinde, için için yanarlar; biz de o inkâr edenlerin boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden cezalandırılırlar.



Ahmed Hulusi
Zavallı tâbiler, kibirli önderlerine dedi ki: "Hayır, gece ve gündüz hile ile bizi yanılttınız! Allâh`ın, Esmâ`sıyla hakikatimiz olduğunu inkâr etmemizi ve O`na ortak tanrılar oluşturmamızı emrederdiniz"... Azabı gördüklerinde ise pişmanlıklarını gizlediler! Hakikat bilgisini inkâr edenlerin boyunlarında (başlarını bedensellik kabulünden döndüremeyecekleri) boyunduruklar oluşturduk! Ortaya koyduklarının sonucunu yaşıyorlar!



Yaşar Nuri Öztürk
Bu kez, basit görülüp horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Hayır, öyle değil!" İşiniz gece gündüz düzenbazlıktı. Siz bize Allah´a nankörlük etmemizi, O´na eşler, ortaklar tutmamızı emrediyordunuz." Nihayet, azabı gördüklerinde, pişmanlığı içlerine gömerler. Biz ise inkârcıların boyunlarına bukağıları vurmuşuzdur. Yapıp ettiklerinden başka, neyin karşılığını görüyorlar ki!...



Muhammed Esed
Ama güçsüzler, küstahça büyüklük taslayanlara: "Hayır!" diyecekler. "(Bizi ondan alıkoyan, sizin) gece gündüz (Allah´ın mesajlarına karşı) yanlış ve yanıltıcı itirazlar geliştirmenizdi; (tıpkı) Allah´ı tanımamaya ve O´na rakip güçler bulunduğuna bizi ikna ettiğiniz (gibi)!" diyeceklerdir. Ve onlar (kendilerini bekleyen) azabı görünce (derin) pişmanlıklarını ifade etmeye imkan bulamayacaklar; çünkü biz hakikati inkara şartlanmış olanların boyunlarına halkalar geçireceğiz. Bu, yaptıklarının (adil) bir karşılığı değil midir?



Edip Yüksel
Güçsüzleştirilenler, büyüklenenlere, "Asıl sizdiniz. Bizim ALLAH’a karşı nankörlük göstermemiz ve O’na ortaklar koşmamız için gece gündüz planlar kuruyordunuz." Azabı gördüklerinde içlerinde pişmanlık duyarlar. İnkarcıların boyunlarına prangalar vurmuşuzdur. Yalnız yaptıklarının karşılığını almıyorlar mı?



Mustafa İslamoğlu
Bu kez zayıf bırakılanlar büyüklük taslayanlara "Hayır" diye itiraz edecekler, "(İşiniz gücünüz) gece gündüz dolap çevirmek! Hatırlasanıza bir; bize Allah’a yabancılaşmamızı ve O’na eşdeğer rakip güçler tanımamızı dayatıyordunuz!" Derken onların tümü de asıl pişmanlığı, kendilerini bekleyen azabı görünce yüreklerinin en derinlerinde yaşayacaklar; zira Biz inkarda ısrar edenlerin boyunlarına halkalar geçireceğiz: hem yaptıklarının bunun dışında bir karşılığı mı var?



Hakkı Yılmaz
O zayıf düşürülen kimseler de o büyüklük taslayan kimselere: “Tam tersi gecenin ve gündüzün tuzağı! Siz bize Allah’a inanmamamızı ve O’na birtakım eşler edinmenizi emrediyordunuz” derler. Bunlar azabı gördükleri zaman pişmanlıklarını gizleyeceklerdir. Biz de o kâfirlerin; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimselerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir. Onlar sadece yapmış olduklarının karşılığını görüyorlar.