KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     35 : 12   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَمَا ve mā ve olmaz
يَسْتَوِي yestevī eşit
الْبَحْرَانِ l-beHrāni iki deniz
هَٰذَا hāƶā şu
عَذْبٌ ǎƶbun tatlıdır
فُرَاتٌ furātun susuzluğu keser
سَائِغٌ sāiğun (boğazdan) kayar
شَرَابُهُ şerābuhu içimi
وَهَٰذَا ve hāƶā şu da
مِلْحٌ milHun tuzludur
أُجَاجٌ ucācun acıdır
وَمِنْ ve min ve
كُلٍّ kullin hepsinden
تَأْكُلُونَ te’kulūne yersiniz
لَحْمًا leHmen et
طَرِيًّا Tariyyen taze
وَتَسْتَخْرِجُونَ ve testeḣricūne ve çıkarırsınız
حِلْيَةً Hilyeten süs
تَلْبَسُونَهَا telbesūnehā takındığınız
وَتَرَى ve terā ve görürsün
الْفُلْكَ l-fulke gemilerin
فِيهِ fīhi orada
مَوَاخِرَ mevāḣira (denizi) yarıp gittiğini
لِتَبْتَغُوا litebteğū payınızı aramanız için
مِنْ min -ndan
فَضْلِهِ feDlihi lutfu-
وَلَعَلَّكُمْ veleǎllekum ve umulur ki
تَشْكُرُونَ teşkurūne şükredersiniz
 
Ayet Meali

Ve mâ yestevîl bahrâni hâzâ azbun furâtun sâigun şerâbuhu ve hâzâ milhun ucâc(ucâcun), ve min kullin te’kulûne lahmen tariyyen ve testahricûne hilyeten telbesûnehâ, ve terel fulke fîhi mevâhire li tebtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Hem iki deniz eşit olmuyor. Şu tatlı, hararet keser, içerken (boğazdan) kayar; şu da tuzlu, yakar kavurur. Bununla beraber her birinden taze bir et yersiniz ve bir ziynet çıkarır, giyinirsiniz. Allah´ın lütfundan nasib arayasınız diye suyu yara yara giden gemileri de görürsün. Gerek ki şükredeceksiniz.



Diyanet
İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu keser, içilmesi kolaydır. Şu da tuzludur, acıdır (boğazı yakar). Hepsinden de taze et (balık) yersiniz ve giyeceğiniz süs eşyası çıkarırsınız. Allah´ın lütfundan (nasibinizi) arayıp da şükretmeniz için gemilerin, denizi yarıp gittiğini görürsün.



Ahmed Hulusi
İki deniz eşit olmaz! Biri tatlı mı tatlı, susuzluğu giderir, içimi hoş ve kolaydır... Diğeri ise tuzludur, acıdır... Her birinden taze et yersiniz ve giyeceğiniz bir süs çıkarırsınız... O`nun fazlından talep etmeniz ve şükretmeniz için, gemileri onda yara yara gidenler görürsün.



Yaşar Nuri Öztürk
İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah´ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün.



Muhammed Esed
(O´nun için benzerlik ve farklılık yaratmak da kolaydır.) O halde, (yeryüzündeki) iki büyük su kütlesi aynı olamaz; birisi tatlı, susuzluğu giderici, içimi güzel iken ötekisi tuzlu ve acıdır. Fakat her ikisinden de taze et yersiniz ve (ikisinden de) süs takıları çıkarırsınız; ikisinin de üzerinde Allah´ın lütfundan nasibinizi aramanızı ve böylece şükredenlerden olmanızı sağlayan gemilerin dalgaları yararak ilerlediklerini görürsün.



Edip Yüksel
İki deniz birbirine eşit değildir. Bu taze ve tatlı olup içimi yumuşaktır, şu ise tuzlu ve acıdır. Hepsinden taze et yersiniz ve takınacağınız mücevherleri çıkarırsınız. O’nun lütfunu arayan gemilerin onu yararak aktığını görürsün. Belki artık şükredersiniz.



Mustafa İslamoğlu
Dahası (O’nun benzerler arasında farklılıklar yaratması da zor değildir): İki büyük su kütlesi (bile) aynı olmayabilir: şu biri tatlı, susuzluğu giderici, içimi kolay; o biri tuzlu, acı. Ne ki her birinden hem taze balık eti yersiniz, hem de takı olarak kullundığınız süs eşyaları çıkarırsınız. Bir de (Allah’ın) lütfundan nasibinizi aramanız ve şükretmeniz için, onun bağrında gemilerin dalgaları yararak yol aldıklarını görürsün(üz).



Hakkı Yılmaz
İki deniz de eşit olmuyor; şu tatlıdır, hararet keser ve içerken kayar; şu da tuzludur, yakar kavurur. Her birinden de taze bir et yersiniz ve giyeceğiniz bir süs çıkarırsınız. O’nun armağanlarından hakkınız olanı arayasınız ve kendinize verilen nimetlerin karşılığını ödersiniz diye onda suyu yara yara giden gemileri de görürsün.