KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     36 : 47   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَإِذَا ve iƶā ve zaman
قِيلَ ḳīle dendiği
لَهُمْ lehum onlara
أَنْفِقُوا enfiḳū infak edin
مِمَّا mimmā
رَزَقَكُمُ razeḳakumu size verdiği rızıktan
اللَّهُ llahu Allah’ın
قَالَ ḳāle derler
الَّذِينَ elleƶīne
كَفَرُوا keferū nankörler
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimselere
امَنُوا āmenū inanan(lara)
أَنُطْعِمُ enuT’ǐmu biz mi yedirelim?
مَنْ men kimseye
لَوْ lev
يَشَاءُ yeşā'u dilediği takdirde
اللَّهُ llahu Allah’ın
أَطْعَمَهُ eT’ǎmehu yedireceği
إِنْ in hayır
أَنْتُمْ entum siz
إِلَّا illā doğrusu
فِي içindesiniz
ضَلَالٍ Delālin bir sapıklık
مُبِينٍ mubīnin apaçık
 
Ayet Meali

Ve izâ kîle lehum enfikû mimmâ rezakakumullâhu kâlellezîne keferû lillezîne âmenû e nut’imu men lev yeşâullâhu at’ameh(at’amehu), in entum illâ fî dalâlin mubîn(mubînin).



Elmalı Hamdi Yazır

Onlara: «Allah´ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın» dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: «Allah´ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?» dediler.



Diyanet
Allah´ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah´ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.



Ahmed Hulusi
Onlara: "Allâh`ın sizi beslediği yaşam gıdalarınızdan Allâh için karşılıksız bağışlayın" denildiğinde hakikat bilgisini inkâr edenler, iman edenlere dedi ki: "Dileseydi Allâh, kendisinin doyuracağı kimseyi mi yedirip doyuralım? Siz ancak apaçık bir dalâlet içindesiniz."



Yaşar Nuri Öztürk
Onlara, "Allah´ın size lütfettiği rızıklardan dağıtın!" dendiğinden, nankörlüğe sapanlar, iman edenlere şöyle derler: "Allah´ın, dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıklık içindesiniz, hepsi bu."



Muhammed Esed
Kendilerine, "Allah´ın size verdiği rızıktan başkaları için harcayın!" denildiğinde, hakikati inkara şartlanmış olanlar, inananlara, "Rabb(iniz) dileseydi (Kendisinin) besleyebileceği kimseleri biz mi besleyelim? Doğrusu siz açık bir yanılgı içindesiniz!" derler;



Edip Yüksel
Kendilerine, "ALLAH’ın size verdiği rızıklardan verin" denildiğinde, inkâr edenler gerçeği onaylayanlara, "ALLAH’ın, dilediği taktirde besleyebileceği kimseleri mi besleyelim? Siz gerçekten iyice sapıtmışsınız" derler.



Mustafa İslamoğlu
Kendilerine "Allah’ın size verdiği servetten (Allah yoluna) cömertçe sarf edin" denildiğinde, inkarda ısrar edenler imanda sebat gösterenlere "Ne yani, Allah’ın isterse pekala doyuracağı kimseyi biz mi doyuralım? Şimdi siz açık bir şaşkınlık içinde değil de nesiniz!" derler.



Hakkı Yılmaz
Onlara: “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden harcamada bulunun; başkalarının da nafakalarını temin edin” denildiği zaman da kâfirler; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş o kişiler, şu iman etmiş kişiler için: “Allah’ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” dediler.