KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     40 : 74   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
مِنْ min
دُونِ dūni başkaları?
اللَّهِ llahi Allah’tan
قَالُوا ḳālū diyecekler ki
ضَلُّوا Dellū kayboldular
عَنَّا ǎnnā bizden
بَلْ bel hayır
لَمْ lem
نَكُنْ nekun değilmişiz
نَدْعُو ned’ǔ biz tapmıyor
مِنْ min
قَبْلُ ḳablu önceden
شَيْئًا şey’en hiçbir şeye
كَذَٰلِكَ keƶālike işte böyle
يُضِلُّ yuDillu şaşırtır
اللَّهُ llahu Allah
الْكَافِرِينَ l-kāfirīne kafirleri
 
Ayet Meali

Min dûnillâh(dûnillâhi), kâlû dallû annâ bel lem nekun ned’û min kablu şey’â(şey’en), kezâlike yudıllullâhul kâfirîn(kâfirîne).



Elmalı Hamdi Yazır

O Allah´tan başkaları (nerede denilecek). Onlar da diyecekler ki: «Hepsi bizden uzaklaşıp gittiler. Daha doğrusu biz bundan önce hiçbir şeye ibadet etmiyormuşuz.» İşte Allah, o kâfirleri böyle şaşırtır.



Diyanet
(73-74) Sonra onlara: Allah´ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir? denilecek. Onlar da: Bizden uzaklaştılar, zaten biz önceleri hiçbir şeye tapmıyorduk, diyecekler. İşte Allah kâfirleri böyle şaşırtır.



Ahmed Hulusi
"Allâh dûnunda!" Dediler ki: "Bizden kayboldular... Hayır, zaten biz daha önce, olmayan şeye yönelmişiz!"... Allâh, hakikat bilgisini inkâr edenleri böylece saptırır.



Yaşar Nuri Öztürk
"Allah´ın berisinden taptıklarınız nerede?" Diyecekler ki: "Bizden uzaklaşıp kayboldular. Doğrusu biz, daha önce hiçbir şeye yakarmıyormuşuz." Allah, inkâr edenleri işte böyle saptırır.



Muhammed Esed
Allah´ın yanısıra (ilahlık yakıştırdıklarınız)?" (Şöyle) cevap verecekler: "Onlar bizi yüzüstü bıraktılar; daha doğrusu, geçmişte yalvarıp sığındıklarımız, aslında hiç yoklardı!" (Ve onlara:) "İşte Allah hakikati inkar edenleri böyle şaşırtır; (denilecektir,)



Edip Yüksel
"ALLAH’ın yanında?" Onlar da derler ki, "Bizi terkettiler. Meğer biz daha önce hiçbir şeye yalvarmıyormuşuz." ALLAH inkârcıları işte böyle saptırır.



Mustafa İslamoğlu
(İlahlar hiyerarşisinde) Allah’ın astlarından saydığınız?" Onlar şöyle cevap verecekler: "Bizi terk ettiler. İşin doğrusu, daha önceden biz sanki hiçbir şeye yalvarıp yakarmamışız." İşte Allah gerçeği inkar edenleri böyle şaşırtır.



Hakkı Yılmaz
(69-76)Allah’ın âyetleri üzerinde tartışanları görmedin mi/hiç düşünmedin mi? Nasıl da döndürülüyorlar? Kitabı ve elçilerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlar elbette ileride, boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülüp, sonra ateşte yakılırlarken bileceklerdir. Sonra onlara: “Allah’ın astlarından ortaklar koştuğunuz şeyler nerededir?” denir. Onlar: “Bizden kaybolup gittiler; aslında biz zaten önceleri hiçbir şeye yakarmıyorduk” derler. İşte Allah, kâfirleri; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenleri böyle saptırır: “İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Orada sürekli kalmak üzere cehennem kapılarına girin!” –İşte, büyüklenenlerin durağı ne de kötüdür!–