KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     42 : 13   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
شَرَعَ şeraǎ şeri’at (hukuk düzeni) yaptı
لَكُمْ lekum size
مِنَ mine -den
الدِّينِ d-dīni din-
مَا ne varsa
وَصَّىٰ veSSā tavsiye ettiği
بِهِ bihi onunla
نُوحًا nūHen Nuh’a
وَالَّذِي velleƶī ve
أَوْحَيْنَا evHaynā vahyettiğimizi
إِلَيْكَ ileyke sana
وَمَا ve mā ve
وَصَّيْنَا veSSaynā tavsiye ettiğimizi
بِهِ bihi onunla
إِبْرَاهِيمَ ibrāhīme İbrahim’e
وَمُوسَىٰ ve mūsā ve Musa’ya
وَعِيسَىٰ ve ǐysā ve ve Îsa’ya
أَنْ en şöyle ki
أَقِيمُوا eḳīmū doğru tutun
الدِّينَ d-dīne dini
وَلَا ve lā ve
تَتَفَرَّقُوا teteferraḳū ayrılığa düşmeyin
فِيهِ fīhi onda
كَبُرَ kebura ağır geldi
عَلَى ǎlā
الْمُشْرِكِينَ l-muşrikīne ortak koşanlara
مَا
تَدْعُوهُمْ ted’ǔhum onları çağırdığın
إِلَيْهِ ileyhi kendisine
اللَّهُ llahu Allah
يَجْتَبِي yectebī seçer
إِلَيْهِ ileyhi kendisine
مَنْ men kimseyi
يَشَاءُ yeşā'u dilediği
وَيَهْدِي ve yehdī ve iletir
إِلَيْهِ ileyhi kendisine
مَنْ men kimseyi
يُنِيبُ yunību iyi niyyetle yönelen
 
Ayet Meali

Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).



Elmalı Hamdi Yazır

Allah dinden Nuh´a tavsiye buyurduğu şeyi sizin için de bir kanun yaptı ve (Ey Muhammed!) sana vahyettiğimizi, İbrahim´e, Musa´ya ve İsa´ya tavsiye buyurduğumuzu da şeriat kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. Allah dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.



Diyanet
«Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin» diye Nuh´a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim´e, Musa´ya ve İsa´ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah´a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.



Ahmed Hulusi
O tek Din`den (muhakkak geçerli Allâh Sistem ve düzeninden) Nuh`a uygulamasını istediğimizi; sana vahyettiğimizi; İbrahim`e, Musa`ya ve İsa`ya da uygulamalarını söylediğimiz gerçeği; "Din`i ikame edip, onda ayrılığa düşmeyesiniz" diye, sizin için de kurallaştırdı! Kendilerini çağırdığın bu şey (lâ ilâhe illAllâh gerçeği; Sistem realitesi), şirk koşanlara büyük geldi! Allâh dilediğini kendine seçer; kendine yönelenleri de hakikate erdirir!"



Yaşar Nuri Öztürk
Sizin için, dinden, Nûh´a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim´e, Mûsa´ya ve İsa´ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: "Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın!" Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah, dilediğini kendisi için seçer ve hakka yönelenleri kendisine iletir.



Muhammed Esed
O, itikadi konularda, Nuh´a emrettiğini -ve sana (ey Muhammed,) vahiy aracılığıyla öğrettiğimizi ve aynı zamanda İbrahim´e, Musa´ya ve İsa´ya emrettiğimizi- sizin için uygun gördü. (Sahih) itikada sağlam bir şekilde sarılın ve o konuda bütünlüğünüzü bozmayın. Onları çağırdığın bu (itikad bütünlüğü) başka varlıkları veya güçleri Allah´a ortak koşanlara ağır gelse (bile). Allah dileyen herkesi kendine çeker ve O´na yönelenleri doğru yola ulaştırır.



Edip Yüksel
Daha önce Nuh’a buyrulan dini size yasa olarak belirledik. Sana vahyettiğimiz gibi İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya da öğütledik: "Bu dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin." Fakat kendilerini çağırdığın şey, ortak koşanlara ağır gelmektedir. ALLAH dileyeni kendine seçer ve kendisine yöneleni doğruya ulaştırır.



Mustafa İslamoğlu
O, dinin (esasa ilişkin) kısmından Nuh’a bildirdiğini -ki o sana vahyettiğimiz, dahası İbrahim, Musa ve İsa’ya da bildirdiğimizdir- size de yol kıldı ki, dini çığrından çıkarmayın ve bu konuda tefrikaya düşmeyin! Şirk koşanlara ağır gelen, işte onları kendisine çağırdığın bu ilkedir: Allah dilediğini seçip kendisine yaklaştırır, kendisine yöneleni de doğru yola yöneltir.



Hakkı Yılmaz
Allah, dinden Nuh’a yükümlülük olarak ulaştırdığı şeyi, sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Mûsâ’ya ve İsa’ya yükümlülük olarak ulaştırdığımız şeyi yaşam yolu yaptı: “Dini hayata geçirin, ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.” Senin kendilerini davet ettiğin şey, ortak koşan kimselere ağır geldi. Allah, dilediğini kendine seçer ve kalpten yöneleni de o davet edilene kılavuzlar.