KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     46 : 16   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
أُولَٰئِكَ ulāike onlar
الَّذِينَ elleƶīne öyle kişilerdir ki
نَتَقَبَّلُ neteḳabbelu kabul ederiz
عَنْهُمْ ǎnhum onlardan
أَحْسَنَ eHsene en iyisini
مَا
عَمِلُوا ǎmilū yaptıklarının
وَنَتَجَاوَزُ ve netecāve zu ve geçeriz
عَنْ ǎn -nden
سَيِّئَاتِهِمْ seyyiātihim onların kötülükleri-
فِي arasındadırlar
أَصْحَابِ eSHābi halkı
الْجَنَّةِ l-cenneti cennet
وَعْدَ veǎ’de sözdür
الصِّدْقِ S-Sidḳi doğru
الَّذِي lleƶī
كَانُوا kānū olunan
يُوعَدُونَ yūǎdūne kendilerine va’d
 
Ayet Meali

Ulâikellezîne netekabbelu anhum ahsene mâ amilû ve netecâvezu an seyyiâtihim fî ashâbil cenneh(cenneti), va’des sıdkıllezî kânû yûadûn(yûadûne).



Elmalı Hamdi Yazır

İşte yaptıklarının en güzelini kendilerinden kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu onlara vaad edilmiş olan dosdoğru bir sözdür.



Diyanet
İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru bir sözdür.



Ahmed Hulusi
İşte bunlar, cennet ehli içinde şu kimselerdir ki, onlardan yaptıklarının güzellerini geçerli kılar; kötülüklerinden vazgeçeriz... (Bu) vadedilmiş oldukları, sıdkın karşılığıdır!



Yaşar Nuri Öztürk
Bunlar, cennet halkı arasında o kimselerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul ederiz, çirkinliklerini görmezlikten geliriz. Bu onlara verilmiş olan şaşmaz vaattir.



Muhammed Esed
Onlar (öyle) kişilerdir ki, Biz yaptıklarının iyilerini kabul ederiz ve kötü fiillerini de görmezden geliriz; (onlar,) kendilerine (bu dünyada) verilen doğru sözün tutulmasıyla cennet sakinleri arasına katılacaklardır.



Edip Yüksel
İşlediklerinin en iyisini kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler bahçe halkı arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru sözdür.



Mustafa İslamoğlu
İşte bunlar, yaptıklarının en iyilerini kabul edip kötülüklerinin de üstünü çizeceğimiz kimselerdir: Verilmiş olan söze sadakatin bir gereği olarak, cennet ehli arasındaki yerlerini alacaklar.



Hakkı Yılmaz
İşte bilgeleşmiş, bilinçlenmiş bu kimseler, vaat olunup durdukları doğru bir vaat olarak ve kendileri haksızlığa uğratılmadan, Allah’ın onlara amellerini tam olarak ödemesi için kendilerinden, yaptıklarının en güzelini kabul edeceğimiz ve cennet ashâbı içinde kötülüklerden koruyacağımız kimselerdir.