KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     47 : 16   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَمِنْهُمْ ve minhum ve onlardan
مَنْ men kimisi
يَسْتَمِعُ yestemiǔ seni dinler
إِلَيْكَ ileyke gelip
حَتَّىٰ Hattā nihayet
إِذَا iƶā zaman
خَرَجُوا ḣaracū çıktıkları
مِنْ min -dan
عِنْدِكَ ǐndike senin yanın-
قَالُوا ḳālū derler
لِلَّذِينَ lilleƶīne olanlara
أُوتُوا ūtū verilmiş
الْعِلْمَ l-ǐlme bilgi
مَاذَا māƶā ne?
قَالَ ḳāle söyledi
انِفًا ānifen az önce
أُولَٰئِكَ ulāike onlar
الَّذِينَ elleƶīne kimselerdir
طَبَعَ Tabeǎ mühürlediği
اللَّهُ llahu Allah’ın
عَلَىٰ ǎlā üzerini
قُلُوبِهِمْ ḳulūbihim kalbleri
وَاتَّبَعُوا vettebeǔ ve ardına düşmüş
أَهْوَاءَهُمْ ehvā'ehum keyiflerinin
 
Ayet Meali

Ve minhum men yestemiu ileyke, hattâ izâ harecû min indike kâlû lillezîne ûtûl ilme mâzâ kâle ânifâ(ânifen), ulâikellezîne tabaallâhu alâ kulûbihim vettebeû ehvâehum.



Elmalı Hamdi Yazır

Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: «O demin ne söyledi?» diye sorarlar. İşte onlar Allah´ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.



Diyanet
Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara «Az önce ne demişti?» diye sorarlar. Bunlar, Allah´ın kalplerini mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.



Ahmed Hulusi
Onlardan kimi de (gelip) seni dinler... Nihayet senin yanından çıktıklarında kendilerine ilim verilmiş olanlara dediler ki: "Az önce ne dedi?" (Anlatılan, taşa yağmış yağmur misali akıp gitti. A.H.)... İşte bunlar Allâh`ın kalplerini tab`ettiği (şuurlarını örttüğü - bilinçlerini kilitlediği); sonu boş arzu ve heveslerine tâbi olmuş kimselerdir.



Yaşar Nuri Öztürk
İçlerinden bir kısmı seni dinler, sonra senin yanından çıktıklarında, kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle sorarlar: "Az önce ne söyledi?" İşte bunlar, Allah´ın, kalplerine mühür bastığı kimselerdir, boş arzularının ardına düşmüşlerdir.



Muhammed Esed
Şimdi bu çaresiz günahkarlar arasında seni (ey Muhammed) dinliy(or görün)enler var, ama yanından ayrıldıktan sonra (senin mesajını) anlamış olanlara (küçümseyici bir edayla) "O şimdi ne anlattı bakalım?" diye sorarlar. Böyleleri, kalpleri Allah tarafından mühürlenmiş olanlardır, çünkü onlar (her zaman) sadece kendi tutku ve ihtiraslarına uymuşlardır.



Edip Yüksel
Onlardan bazıları var ki seni dinlerler. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Bu, demin ne söyledi?" diye sorarlar. İşte bunlar, ALLAH’ın kalplerini damgaladığı kimselerdir ve onlar heveslerinin ardına düşmüşlerdir.



Mustafa İslamoğlu
Onların arasından sana kulak verir (gibi) yapanlar var: nihayet senin yanından çıktıklarında, mesajı kavramış olanlara "Sahi, o demin ne dedi(!)" diye sorarlar. İşte, Allah’ın kalplerini mühürlediği ve keyiflerine göre davranan kimseler onlardır.



Hakkı Yılmaz
Onlardan sana kulak verenler de vardır. Öyle ki onlar, senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine bilgi verilen kimselere: “O, demin ne dedi?” dediler. İşte onlar, Allah’ın kalplerini damgaladığı ve kendi boş-iğreti arzularına uyan kimselerdir.