KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     47 : 21   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
طَاعَةٌ Tāǎtun ita’at etmektir
وَقَوْلٌ ve ḳavlun ve söylemektir
مَعْرُوفٌ meǎ’rūfun güzel
فَإِذَا fe iƶā zaman
عَزَمَ ǎzeme azmedildiği
الْأَمْرُ l-emru işe
فَلَوْ felev şayet
صَدَقُوا Sadeḳū sadık kalsalardı
اللَّهَ llahe Allah’a
لَكَانَ lekāne elbette olurdu
خَيْرًا ḣayran daha iyi
لَهُمْ lehum kendileri için
 
Ayet Meali

Tâatun ve kavlun ma’rûf(ma’rûfun), fe izâ azemel emr(emru), fe lev sadekûllâhe le kâne hayran lehum.



Elmalı Hamdi Yazır

Onların vazifesi itaat ve güzel söz söylemekti. Sonra iş kesinleşince Allah´ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.



Diyanet
(Onların vazifesi) itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman Allah´a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.



Ahmed Hulusi
(Bu konuda onlara düşen) itaat ve yerinde bir söz! Hüküm kesinleştiğinde, Allâh`a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.



Yaşar Nuri Öztürk
İtaat ve güzel bir söz! İş budur. İş ciddileşince, Allah´a verdikleri söze sadık olsalardı kendileri için daha iyi olurdu.



Muhammed Esed
(Allah´ın çağrısına) uymak ve (O´nun) rızasını kazanabilecek bir söz (söylemek)tir. Konu (O´nun indirdiği vahiy tarafından) çözümlendiği için Allah´a karşı sadık olmak onların kendi iyiliği içindir.



Edip Yüksel
İtaat etmek ve güzel konuşmaktır. İş kararlaştırılınca ALLAH’a karşı dürüst olsalar kendileri için iyi olurdu.



Mustafa İslamoğlu
(vahyi) izlemek ve (emir verilince) de olumlu bir söz söylemektir; ve iş ciddiye bindiği zaman da Allah’a verdikleri söze sadık kalırlarsa, kendileri için elbet çok iyi olur.



Hakkı Yılmaz
(20,21)İman eden kimseler: “Keşke bir sûre indirilse” derler. Ama yasalarla donatılmış bir sûre indirildiği ve içerisinde savaş anıldığı zaman, kalplerinde hastalık olanların; zihniyeti, inancı bozuk olanların, ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana baktığını görürsün. Artık itaat ve örfe uygun/herkesçe iyi olduğu kabul edilen söz onlara daha yakındır. Sonra iş kesinleşince artık Allah’a sadakat gösterselerdi, kesinlikle kendileri için daha hayırlı olurdu.