KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     7 : 189   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
هُوَ huve O’dur
الَّذِي lleƶī ki
خَلَقَكُمْ ḣaleḳakum sizi yarattı
مِنْ min
نَفْسٍ nefsin nefisten
وَاحِدَةٍ vāHidetin bir tek
وَجَعَلَ ve ceǎle ve var eti
مِنْهَا minhā ondan
زَوْجَهَا zevcehā eşini
لِيَسْكُنَ liyeskune (gönlü) sukün bulsun diye
إِلَيْهَا ileyhā onunla
فَلَمَّا fe lemmā ne zaman ki
تَغَشَّاهَا teğaşşāhā eşini sarıp örtünce
حَمَلَتْ Hamelet (eşi) yüklendi
حَمْلًا Hamlen bir yük
خَفِيفًا ḣafīfen hafif
فَمَرَّتْ fe merrat gezdirdi
بِهِ bihi onu
فَلَمَّا felemmā ne zaman ki
أَثْقَلَتْ eṧḳalet (yükü) ağırlaşınca
دَعَوَا deǎvā ikisi beraber du’a ettiler
اللَّهَ llahe Allah’a
رَبَّهُمَا rabbehumā Rableri
لَئِنْ lein eğer
اتَيْتَنَا āteytenā bize verirsen
صَالِحًا SāliHen iyi güzel (bir çocuk)
لَنَكُونَنَّ lenekūnenne elbette oluruz
مِنَ mine -den
الشَّاكِرِينَ ş-şākirīne şükredenler-
 
Ayet Meali

Huvellezî halakakum min nefsin vâhıdetin ve ceale minhâ zevcehâ li yeskune ileyhâ, fe lemmâ tegaşşâhâ hamelet hamlen hafîfen fe merret bihî, fe lemmâ eskalet deavâllâhe rabbehumâ lein âteytenâ sâlihan le nekûnenne mineş şâkirîn(şâkirîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah´tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah´a şöyle dua ettiler: «Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız.»



Diyanet
Sizi bir tek candan (Âdem´den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva´yı) yaratan O´dur. Eşi ile (birleşince) eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah´a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak şükredenlerden olacağız, diye dua ettiler.



Ahmed Hulusi
"HÛ" ki, sizi TEK bir nefsten - benlikten (makro planda: Hakikat-i Muhammedî - Akl-ı evvel; mikro planda: insanlık şuuru - Akl-ı küll) yarattı ve ondan da eşini (makro planda: evreni; mikro planda: beyni) oluşturdu; ona yerleşsin diye... Onu (eşini) örtüp bürüyünce, (eşi) hafif bir yük yüklendi, onu taşıdı... Ağırlaştığında, ikisi birden Rableri olan Allâh`a: "Andolsun ki, eğer bize bir sâlih verirsen, mutlaka biz değerlendirenlerden oluruz" diye dua ettiler. (Bu âyet, hem âlemlerin oluşuyla ilgili olarak anlaşılabilir, hem de insanın oluşumuyla.)



Yaşar Nuri Öztürk
O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın. Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden olacağız."



Muhammed Esed
Sizi (hepinizi) bir tek candan yaratan, Ve (sevgiyle) kadına meyletsin diye ona kendi özünden eş var edip çıkaran Odur. Öyle ki, o eşini kucaklayınca, eşi (ilkin) hafif bir yük yüklenir ve taşır o yükü. Sonra (kadın) gün gelip (çocuğun yüküyle) iyice ağırlaşınca, her ikisi birden Allaha, Rablerine yalvarırlar: "Bize gerçekten kusursuz bir (çocuk) bahşedersen, muhakkak ki sana şükreden kimselerden olacağız!"



Edip Yüksel
O sizi bir tek nefisten (aynı genetik özellikten) yarattı. Ondan da eşini yarattı ki dinginlik bulsun. Eşine yaklaşınca, hafif bir yükle yüklendi ve onunla gezindi. Yükü ağırlaşınca her ikisi Rab’leri ALLAH’a: "Bize kusursuz bir çocuk verirsen şükredenlerden olacağız" diye yalvardılar.



Mustafa İslamoğlu
O’dur sizi bir tek candan yaratan ve kendisine ilgi duysun diye ona kendi cinsinden eşini var eden. Gün gelip o eşine sarılınca, (önce) eş hafif bir yük yüklenir ve o yükü bir süre taşır. Ardından yük ağırlaşınca eşler Rableri olan Allah’a: "Eğer bize eli ayağı düzgün, kusursuz bir çocuk bahşedersen; söz, Sana şükreden kimselerden olacağız!" diye yakarırlar.



Hakkı Yılmaz
O, sizi bir candan oluşturan ve ondan da, kendisine ısınsın diye eşini yapandır. Ne zaman ki o, onu örtüp bürüdü, o zaman o hafif bir yük yüklendi. Ve bununla gidip geldi. Ne zamanki hanım ağırlaştı, hemen o ikisi Rablerine dua ettiler: “Eğer bize sağlıklı bir çocuk verirsen, andolsun ki kesinlikle karşılığını ödeyenlerden olacağız.”