KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     8 : 17   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَلَمْ fe lem
تَقْتُلُوهُمْ teḳtulūhum onları siz öldürmediniz
وَلَٰكِنَّ velākinne fakat
اللَّهَ llahe Allah
قَتَلَهُمْ ḳatelehum onları öldürdü
وَمَا ve mā
رَمَيْتَ rameyte sen atmadın
إِذْ zaman
رَمَيْتَ rameyte attığın
وَلَٰكِنَّ velākinne fakat
اللَّهَ llahe Allah
رَمَىٰ ramā attı
وَلِيُبْلِيَ veliyubliye sınamak için
الْمُؤْمِنِينَ l-mu'minīne Mü’minleri
مِنْهُ minhu kendinden
بَلَاءً belā'en bir imtihanla
حَسَنًا Hasenen güzel
إِنَّ inne doğrusu
اللَّهَ llahe Allah
سَمِيعٌ semīǔn işitendir
عَلِيمٌ ǎlīmun bilendir
 
Ayet Meali

Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ remeyte iz remeyte ve lâkinnallâhe remâ, ve li yubliyel mu’minîne minhu belâen hasenâ(hasenen), innallâhe semîun alîm(alîmun).



Elmalı Hamdi Yazır

Sonra onları siz öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, lâkin Allah attı. Bu da müminlere güzel bir imtihan geçirtmek içindi. Allah işitendir, bilendir.



Diyanet
(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı (onu). Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.



Ahmed Hulusi
Siz öldürmediniz onları, öldüren Allâh`tı! (Oku) attığında sen atmadın, atan Allâh`tı! İman edenlere, kendinden (rahmetinden) güzel bir tecrübe yaşatmak için! Muhakkak ki Allâh Semi`dir, Aliym`dir.



Yaşar Nuri Öztürk
Siz öldürmediniz onları, Allah öldürdü onları. Attığın zaman da sen atmadın, Allah attı. İnananları kendisinden güzel bir imtihanla denemek için yaptı bunu. Allah; işitendir, bilendir.



Muhammed Esed
Ve (şunu da bilin ki) (ey müminler,) düşmanı öldüren siz değildiniz, Allahtı onları öldüren, ve (korku) saldığın zaman sen değildin (ey Peygamber, onların içine korku) salan, fakat Allahtı (korku) salan: Ve (O bütün bunları) Kendi belirlediği güzel bir sınavla müminleri sınamak için yaptı. Muhakkak ki Allah her şeyi işiten, her şeyi hakkıyla bilendir!



Edip Yüksel
Onları siz öldürmediniz, fakat ALLAH öldürdü. Attığın zaman da sen atmıyordun; ALLAH atıyordu. Fakat böylece gerçeği onaylayanları güzel bir sınavla sınadı. ALLAH İşitendir, Bilendir.



Mustafa İslamoğlu
Hem onları siz öldürmediniz; amma velakin, onları asıl öldüren Allah’tı. Attığın zaman da atan sen değildin, ama asıl Allah attı. Zira O, inananları (sonucunu) inayetiyle takdir ettiği güzel bir sınava tabi tuttu: şüphesiz Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir.



Hakkı Yılmaz
Artık, onları siz öldürmediniz, lâkin onları Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, lâkin Allah attı. Ve mü’minleri bundan güzel bir bela ile belâlandırmak/güzelce sınamak içindi. Şüphesiz Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir.