KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     9 : 18   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
إِنَّمَا innemā ancak
يَعْمُرُ yeǎ’muru imar ederler
مَسَاجِدَ mesācide mescidlerini
اللَّهِ llahi Allah’ın
مَنْ men kimseler
امَنَ āmene inanan
بِاللَّهِ billahi Allah’a
وَالْيَوْمِ velyevmi ve gününe
الْاخِرِ l-āḣiri ahiret
وَأَقَامَ ve eḳāme ve kılan
الصَّلَاةَ S-Salāte namazı
وَاتَى ve ātā ve veren
الزَّكَاةَ z-zekāte zekatı
وَلَمْ velem ve
يَخْشَ yeḣşe korkmayan
إِلَّا illā başkasından
اللَّهَ llahe Allah’tan
فَعَسَىٰ feǎsā umulur
أُولَٰئِكَ ulāike onların
أَنْ en
يَكُونُوا yekūnū olmaları
مِنَ mine -dan
الْمُهْتَدِينَ l-muhtedīne doğru yolu bulanlar-
 
Ayet Meali

İnnemâ ya´muru mesâcidallâhi men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve ekâmes salâte ve âtez zekâte ve lem yahşe illâllâhe fe asâ ulâike en yekûnû minel muhtedîn(muhtedîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Allah´ın mescidlerini, ancak Allah´a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah´dan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.



Diyanet
Allah´ın mescitlerini ancak Allah´a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah´tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.



Ahmed Hulusi
Allâh`a secde mahallerini ancak Esmâ`sıyla hakikati olan Allâh`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eden, salâtı ikame eden, zekâtı veren ve sadece Allâh`tan haşyet duyan kimse imar eder (Allâh`a secde edilir hâle getirir)... İşte bunların hakikate erenlerden oldukları umulur.



Yaşar Nuri Öztürk
Allah´ın mescitlerini; ancak Allah´a, âhiret gününe inanan, namazı kılan, zekâtı veren ve Allah´tan başka kimseden korkmayan kişiler onarır. İşte bunların, hidayete erenlerden olmaları beklenir.



Muhammed Esed
Allahın mescidlerini ziyaret etmek yahut onarıp gözetmek, ancak Allaha ve ahiret gününe inanan, salatında dosdoğru ve sürekli olan, arınmak için vermekle yükümlü olduğu şeyi veren ve Allahtan başka kimseden korkup çekinmeyen kimselere vergidir. Ve dolayısıyla, ancak böyleleri doğru yolda yürüyenler arasında olmayı umabilirler!



Edip Yüksel
ALLAH’ın mescitlerini, ancak ALLAH’a ve ahiret gününü onaylayanlar, namazı gözetenler, zekâtı verenler ve ALLAH’tan başkasından korkmayanlar sıkça ziyaret ederler. Onlar, doğru yolu bulanlardandır.



Mustafa İslamoğlu
Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman eden, namazı istikametle kılan ve zekatı içinden gelerek veren; dahası Allah’tan başka hiç kimseden korkmayan kişiler ziyaret edip onarabilirler. Nitekim, yalnızca böyleleri doğru yolda olmayı umabilir.



Hakkı Yılmaz
Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergisini veren ve sadece Allah’a saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan kimseler açar ve yaşatırlar. Artık işte onların, kılavuzlandıkları doğru yol üzere olan kimselerden olmaları beklenir.