KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     30 : 47   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَلَقَدْ veleḳad andolsun ki
أَرْسَلْنَا erselnā biz gönderdik
مِنْ min
قَبْلِكَ ḳablike senden önce
رُسُلًا rusulen elçileri
إِلَىٰ ilā
قَوْمِهِمْ ḳavmihim kavimlerine
فَجَاءُوهُمْ fe cā'ūhum onlara geldiler
بِالْبَيِّنَاتِ bil-beyyināti delillerle
فَانْتَقَمْنَا fenteḳamnā ve biz öc aldık
مِنَ mine -den
الَّذِينَ elleƶīne kimseler-
أَجْرَمُوا ecramū suç işleyen(ler)
وَكَانَ ve kāne ve idi
حَقًّا Haḳḳan borç
عَلَيْنَا ǎleynā üzerimize
نَصْرُ neSru yardım etmek
الْمُؤْمِنِينَ l-mu'minīne mü’minlere
 
Ayet Meali

Ve lekad erselnâ min kablike rusulen ilâ kavmihim fe câûhum bil beyyinâti fentekamnâ minellezîne ecramû, ve kâne hakkan aleynâ nasrul mu’minîn(mu’minîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.



Diyanet
Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.



Ahmed Hulusi
Andolsun ki, senden önce de kendi toplumlarına Rasûller irsâl ettik de onlara açık deliller olarak geldiler... Biz de suç işleyenlerden intikam aldık... İman edenlere yardım etmek hakkımızdır.



Yaşar Nuri Öztürk
Yemin olsun biz, senden önce de resulleri toplumlarına gönderdik, onlara açık kanıtlar getirdiler. Nihayet, günah işleyenlerden öç aldık. İnananlara yardım etmek bizim üzerimizde bir haktı.



Muhammed Esed
(Ey Muhammed,) senden önceki toplumlara da kendi içlerinden peygamberler göndermiştik ve onlar hakikatin her türlü kanıtını getirmişlerdi ve sonra (müminleri zafere ulaştırmak suretiyle,) (kasden) kötülük işleyenlerden öcümüzü almıştık, zaten inananlara yardım etmeyi üstümüzde bir sorumluluk olarak görmüştük.



Edip Yüksel
Senden önce elçileri halklarına apaçık delillerle gönderdik. Suç işleyenleri de cezalandırdık. Gerçeği onaylayanlara yardım etmek görevimizdir.



Mustafa İslamoğlu
Doğrusu senden önce de kendi kavimlerine elçiler göndermiştik; ve onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmiştiler. En sonunda suç ve günahta direnen kimselere yaptıklarının acısını tattırdık: zaten inananlara yardım etmek üstlendiğimiz bir görevdi.



Hakkı Yılmaz
Ve andolsun ki Biz, senden önce birtakım elçileri toplumlarına gönderdik de, onlar onlara, apaçık delilleri getirdiler. Sonra Biz, günah işleyen kimseleri yakalayıp cezalandırarak adaleti sağladık. Mü’minlere yardım da, Bizim üzerimize bir hak idi.*(Sonraki 30:60)