 | *** Açıklamalar için lütfen tıklayınız! Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.  Türkçe okunuşlarda... ' : kesik ses ā : uzun "a" sesi verir. ū : uzun "u" sesi verir. ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir. ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir. ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir. ḣ : Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir. ṧ : Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir. H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir. S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir. ḳ : Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir. ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir. T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir. Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir. D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir. |
Arapça Okunuş | Türkçe Okunuş | Kelime Meali | Kökü |
وَجَاهِدُوا | ve cāhidū | ve cihad edin | |
فِي | fī | uğrunda | |
اللَّهِ | llahi | Allah | |
حَقَّ | Haḳḳa | hakkıyla | |
جِهَادِهِ | cihādihi | cihadın | |
هُوَ | huve | O | |
اجْتَبَاكُمْ | ctebākum | sizi seçti | |
وَمَا | ve mā | ve | |
جَعَلَ | ceǎle | yüklemedi | |
عَلَيْكُمْ | ǎleykum | size | |
فِي | fī | | |
الدِّينِ | d-dīni | dinde | |
مِنْ | min | hiç bir | |
حَرَجٍ | Haracin | güçlük | |
مِلَّةَ | millete | dinine | |
أَبِيكُمْ | ebīkum | babanız | |
إِبْرَاهِيمَ | ibrāhīme | İbrahim’in | |
هُوَ | huve | O | |
سَمَّاكُمُ | semmākumu | size adını verdi | |
الْمُسْلِمِينَ | l-muslimīne | müslümanlar | |
مِنْ | min | | |
قَبْلُ | ḳablu | bundan önce | |
وَفِي | ve fī | ve | |
هَٰذَا | hāƶā | bu(Kur’a)nda | |
لِيَكُونَ | liyekūne | olması için | |
الرَّسُولُ | r-rasūlu | Elçi’nin | |
شَهِيدًا | şehīden | şahid | |
عَلَيْكُمْ | ǎleykum | size | |
وَتَكُونُوا | ve tekūnū | ve sizin olmanız için | |
شُهَدَاءَ | şuhedā'e | şahid | |
عَلَى | ǎlā | üzerine | |
النَّاسِ | n-nāsi | insanlar | |
فَأَقِيمُوا | feeḳīmū | haydi kılın | |
الصَّلَاةَ | S-Salāte | namazı | |
وَاتُوا | ve ātū | ve verin | |
الزَّكَاةَ | z-zekāte | zekatı | |
وَاعْتَصِمُوا | veǎ’teSimū | ve sarılın | |
بِاللَّهِ | billahi | Allah’a | |
هُوَ | huve | O’dur | |
مَوْلَاكُمْ | mevlākum | mevlanız (sahibiniz) | |
فَنِعْمَ | feniǎ’me | ne güzel | |
الْمَوْلَىٰ | l-mevlā | mevladır | |
وَنِعْمَ | ve niǎ’me | ve ne güzel | |
النَّصِيرُ | n-neSīru | yardımcıdır | |
| | Ayet Meali |
Ve câhidû fillâhi hakka cihâdih(cihâdihî), huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid dîni min harac(haracin), millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmakumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alen nâs(nâsi), fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâh(billâhi), huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîr(nasîru).
Elmalı Hamdi Yazır Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi o seçmiş, babanız İbrahim´in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kur´ân´da, Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını veren O´dur. Artık namaz kılın, zekat verin, Allah´a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!
Diyanet Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim´in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur´an´da) size «müslümanlar» adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah´a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır! Ahmed Hulusi Allâh için, O`nun Hak cihadı olarak, mücahede edin! O, sizi seçti ve Dinde size bir zorluk yüklemedi... Babanız İbrahim`in milletinin (din anlayışıdır bu)... Daha önce de şimdi de O, sizi "Müslimler = teslim olmuşlar" diye isimlendirdi ki, O (Sistemi "OKU"yan, vahdeti açıklayan) Rasûl (Hz. Muhammed s.a.v.) sizin üzerinize bir şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız! Artık salâtı ikame edin ve zekâtınızı verin; Esmâ`sıyla hakikatiniz olan Allâh`a tamamıyla bağlanın! O, Mevlâ`nızdır (sahibiniz, her fiilinizin oluşturanı)... Ne güzel Mevlâ`dır ve ne güzel Nasîr`dir (O). Yaşar Nuri Öztürk Allah uğrunda O´na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim´in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap´ta da "Müslümanlar/Allah´a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah´a sarılın. O´dur sizin Mevlâ´nız. Ne güzel Mevlâ´dır O, ne güzel yardımcıdır O! Muhammed Esed Ve Allah´ın davası için, O´nun yolunda gösterilmesi gereken en zorlu, en üstün çabalara girişin; (mesajına muhatap ve taşıyıcı olarak) sizi seçen ve din konusunda üzerinize bir zorluk, bir güçlük yüklemeyen O´dur: (ve size) atanız İbrahim´in inancını (izlemeyi öneren de O). Elçi´nin sizin önünüzde ve sizin de tüm insanlığın önünde gerçeğe tanık olmanız için geçmiş çağlarda da, bu ilahi mesajda da, sizi "kendilerini yürekten Allaha teslim edenler" diye isimlendiren O´dur. Öyleyse, salatta devamlı ve duyarlı olun, arınmak için verilmesi gerekeni verin ve sımsıkı Allah´a bağlanın. Sizin gerçek Efendiniz O´dur; ne üstün, ne yüce Efendi; ne üstün, ne yüce Yardımcı! Edip Yüksel Ve ALLAH uğrunda gereken çaba ve gayreti gösteriniz. O’dur sizi seçen. O, babanız İbrahim’in yolu olan bu dini, sizin için güç ve ağır kılmadı. Elçinin size tanık olması, sizin de halka tanık olmanız için, sizi, daha önce de şimdi de "Müslümanlar Mustafa İslamoğlu Ve Allah uğrunda üstün çaba sarf ederek gereği gibi mücadele edin: O (mesajını hayata taşımak için) sizi seçti; ve O din konusunda sizi zora koşmadı. (Sizden tek istediği) atanız İbrahim’in inanç sistemine (tabi olmanız). O sizleri bundan önce de bu vahyin (gelişinden) sonra da müslüman olarak isimlendirdi ki, elçi sizin için iyi bir model ve tanık olsun, siz de insanlık için iyi bir model ve tanıklar olasınız. Şu halde, artık namazı hakkını vererek kılın ve zekatı içten gelerek verin; bir de Allah’a sımsıkı bağlanın: O’dur sizin tek efendiniz; O ne güzel koruyup kurtarıcı, ve O ne güzel yardımcıdır! Hakkı Yılmaz (77,78)Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah’ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi gayret gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm’in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân’da, Elçi’nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun], zekâtı/verginizi verin ve Allah’a sarılın. O, sizin mevlânız; yol gösteren, yardım eden, koruyan yakınınızdır. O, ne güzel mevlâ ve ne güzel yardımcıdır! |
|
|
|