KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     11 : 42   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَهِيَ ve hiye (Gemi)
تَجْرِي tecrī geçirirken
بِهِمْ bihim onları
فِي içinden
مَوْجٍ mevcin dalgaların
كَالْجِبَالِ kālcibāli dağlar gibi
وَنَادَىٰ ve nādā ve seslendi
نُوحٌ nūHun Nuh
ابْنَهُ bnehu oğluna
وَكَانَ ve kāne ve o (idi)
فِي
مَعْزِلٍ meǎ’zilin bir kenarda
يَا بُنَيَّ yā buneyye oğulcağızım
ارْكَبْ rkeb gel bin
مَعَنَا meǎnā bizimle birlikte
وَلَا ve lā ve-
تَكُنْ tekun olma
مَعَ meǎ beraber
الْكَافِرِينَ l-kāfirīne kâfirlerle
 
Ayet Meali

Ve hiye tecrî bihim fî mevcin kel cibâli ve nâdâ nûhunibnehu ve kâne fî ma´zilin yâ buneyyerkeb meanâ ve lâ tekun meal kâfirîn(kâfirîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Gemi içindekilerle birlikte, dağlar gibi dalgalar arasında akıp gidiyordu. Nuh ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna bağırdı: «Yavrucuğum, gel, bizimle beraber bin! Kâfirlerle beraber olma!»



Diyanet
Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nuh, gemiden uzakta bulunan oğluna: Yavrucuğum! (Sen de) bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma! diye seslendi.



Ahmed Hulusi
(Gemi) onlarla birlikte dağlar gibi dalgalar içinde akıp gidiyor(du)... Nuh, bir kıyıda olan oğluna: "Oğlum! Bizimle beraber bin (Din anlayışıma katıl)... Hakikat bilgisini inkâr edenlerle beraber olma!" diye nida etti.



Yaşar Nuri Öztürk
Gemi onları, dağlar gibi dalgalar üstünden yürütüp götürüyordu. Nûh onlardan ayrı bir yerde duran oğluna seslendi: "Oğulcuğum, bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma."



Muhammed Esed
Ve derken, onları götüren gemi dağ gibi dalgaların arasında seyre koyuldu. Ve o an kıyıda kalan oğluna (Nuh): "Oğulcuğum" diye bağırdı, "gel bin bizimle gemiye, o inkarcıların yanında kalma!"



Edip Yüksel
Gemi, onları dağ gibi dalgaların arasından geçirirken, Nuh bir kenarda ayrı duran oğluna seslendi: "Yavrum, gel bizimle birlikte bin. Kâfirlerle birlik olma."*



Mustafa İslamoğlu
Ve gemi dağlar gibi dalgaların arasında yol almaya başladı; ve Nuh oğluna -ki o kendi başına bir kenarda duruyordu- seslendi: "Yavrucuğum! Gel, bizimle birlikte bin gemiye; inkara gömülüp gidenlerle birlikte olma!"



Hakkı Yılmaz
Ve gemi onlarla, dağlar gibi dalgalar içinde akıp gidiyordu. Ve Nûh ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna seslendi: “Yavrucuğum! Bizimle beraber bin, kâfirlerle; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler ile beraber olma!”