KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     12 : 17   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
قَالُوا ḳālū dediler
يَا أَبَانَا yā ebānā babamız
إِنَّا innā biz
ذَهَبْنَا ƶehebnā gittik
نَسْتَبِقُ nestebiḳu yarışıyorduk
وَتَرَكْنَا ve teraknā ve bırakmıştık
يُوسُفَ yūsufe Yusuf’u
عِنْدَ ǐnde yanında
مَتَاعِنَا metāǐnā yiyeceğimizin
فَأَكَلَهُ fe ekelehu onu yemiş
الذِّئْبُ ƶ-ƶi’bu kurt
وَمَا vemā fakat değilsin
أَنْتَ ente sen
بِمُؤْمِنٍ bimu'minin inanacak
لَنَا lenā bize
وَلَوْ velev şayet
كُنَّا kunnā (söylesek de)
صَادِقِينَ Sādiḳīne dosdoğru
 
Ayet Meali

Kâlû yâ ebânâ innâ zehebnâ nestebiku ve tereknâ yûsufe inde metâınâ fe ekelehuz zi’bu, ve mâ ente bi mu’minin lenâ ve lev kunnâ sâdikîn(sâdikîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Dediler ki: «Ey babamız! Biz gittik, aramızda yarış yapıyorduk. Yusuf´u da eşyamızın yanına bırakmıştık. Bir de baktık ki, onu kurt yemiş, şu anda biz doğru da söylesek, yine de sen bize inanacak değilsin.»



Diyanet
Ey babamız! dediler, biz yarışmak üzere uzaklaştık; Yusuf´u eşyamızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın.



Ahmed Hulusi
Dediler ki: "Ey babamız! Doğrusu biz gittik, yarışıyorduk... Yusuf`u da eşyamızın yanına bırakmıştık... Onu o kurt yemiş... Her ne kadar doğruyu söylesek de, sen bize inanmazsın."



Yaşar Nuri Öztürk
"Ey babamız, dediler, gittik, yarışıyorduk; Yûsuf´u eşyamızın yanında bırakmıştık, kurt onu yemiş. Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın."



Muhammed Esed
"Ey babamız!" dediler, "Yarış yapmak için bulunduğumuz yerden (biraz) uzaklaşmış ve Yusuf´u azıklarımızın yanında bırakmıştık... Meğer kurt kapmış o´nu! Ama (biliyoruz ki,) biz böylece doğruyu söylüyor olsak da sen bize inanmayacaksın!"



Edip Yüksel
"Ey babamız" dediler, "Gittik, yarışıyorduk. Yusuf’u da eşyamızın yanında bırakmıştık. Sonunda onu kurt yedi. Doğru konuşsak bile sen bizi onaylamayacaksın."



Mustafa İslamoğlu
"Ey babamız!" dediler, "Yarış yapma amacıyla uzaklaşmıştık. Yusuf’u da eşyalarımızın başında bırakmıştık. Bir de baktık ki onu kurt yemiş. Ama biz ne kadar doğruyu söylersek söyleyelim, yine de sen bize inanmayacaksın!"



Hakkı Yılmaz
Onlar dediler ki: “Ey babamız! Şüphesiz biz yarış yaparak gittik. Yûsuf’u da eşyamızın yanına bırakmıştık. Bir de baktık ki, o’nu kurt yiyivermiş. Ve biz doğru kimseler olsak da sen bize inanmazsın.”