KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     12 : 77   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
قَالُوا ḳālū dediler ki
إِنْ in eğer
يَسْرِقْ yesriḳ çaldıysa
فَقَدْ feḳad elbette
سَرَقَ seraḳa çalmıştı
أَخٌ eḣun kardeşi de
لَهُ lehu onun
مِنْ min
قَبْلُ ḳablu bundan önce
فَأَسَرَّهَا feeserrahā bunu sakladı
يُوسُفُ yūsufu Yusuf
فِي
نَفْسِهِ nefsihi içinde
وَلَمْ velem
يُبْدِهَا yubdihā açmadı
لَهُمْ lehum onlara
قَالَ ḳāle dedi
أَنْتُمْ entum siz
شَرٌّ şerrun fena
مَكَانًا mekānen durumdasınız
وَاللَّهُ vallahu ve Allah
أَعْلَمُ eǎ’lemu çok iyi biliyor
بِمَا bimā (içyüzünü)
تَصِفُونَ teSifūne anlattığınızın
 
Ayet Meali

Kâlû in yesrık fe kad sereka ehun lehu min kabl(kablu), fe eserreha yûsufu fî nefsihî ve lem yubdihâ lehum kâle entum şerrun mekânâ(mekânen), vallâhu a’lemu bimâ tesifûn(tesifûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Dediler ki: «Eğer o çalmışsa, daha önce bunun kardeşi de çalmıştı». O vakit Yusuf bunu içine attı, onlara hiç belli etmeden: «Siz çok fena bir mevkidesiniz, ne sıfat verdiğinizi Allah çok iyi biliyor» dedi.



Diyanet
(Kardeşleri) dediler ki: «Eğer o çaldıysa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.» Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. (Kendi kendine) dedi ki: Siz daha kötü durumdasınız! Allah, sizin anlattığınızı çok iyi bilir.



Ahmed Hulusi
(Kardeşler) dediler ki: "Eğer o çaldı ise, daha önce onun kardeşi de çalmıştı!"... Yusuf bu (iftirayı) içine attı ve onlara bunu hiç belli etmedi: "Şimdi siz çok kötü bir konumdasınız... Kimi neyle tanımladığınızın içyüzünü Allâh daha iyi bilir" dedi.



Yaşar Nuri Öztürk
Kardeşler dediler ki: "Bu çaldı ya, bundan önce de onun kardeşi çalmıştı." Yûsuf bunu içinde sakladı, onlara açıklamadı. Şöyle diyordu: "Kötü bir konumdasınız. O sizin dilinize doladığınız şeyi Allah daha iyi biliyor."



Muhammed Esed
(Kral´ın kupası Bünyamin´in denginden çıkar çıkmaz öteki kardeşler:) "Eğer o çaldıysa ne ala, çünkü bir zamanlar onun kardeşi de hırsızlık yapardı!" Bu durum karşısında Yusuf, düşüncelerini onlara belli etmeksizin, kendi kendine: "Sizin durumunuz çok kötü; Allah ne söylediğinizi olduğu gibi biliyor" dedi.



Edip Yüksel
"O çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı" dediler. Yusuf onlara belli etmeden: "Siz gerçekten kötüsünüz. ALLAH anlattığınızın içyüzünü bilir" diye söylendi.



Mustafa İslamoğlu
(Anne ayrı kardeşler) dediler ki: "O çalmışsa, olabilir! Doğrusu, bir zamanlar onun kardeşi de çalmıştı." Bunun üzerine Yusuf onlara belli etmeksizin kendi kendine dedi ki: "Asıl siz berbat bir konumdasınız; zira Allah söylediğiniz şeyin (gerçeğini) çok iyi biliyor."



Hakkı Yılmaz
Kafile dedi ki: “Eğer o çalmışsa, andolsun daha önce bunun kardeşi de çalmıştı.” O vakit Yûsuf bunu kendi içine attı ve onlara bunu hiç belli etmedi, “Siz çok fena bir mevkidesiniz, nitelediğiniz şeyi Allah en iyi bilendir” dedi.