KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     13 : 5   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَإِنْ ve in eğer
تَعْجَبْ teǎ’ceb şaşacaksan
فَعَجَبٌ feǎcebun şaşmak lazım
قَوْلُهُمْ ḳavluhum onların şu sözlerine
أَإِذَا eiƶā zaman mı?
كُنَّا kunnā biz olduğumuz
تُرَابًا turāben toprak
أَإِنَّا einnā gerçekten biz mi?
لَفِي lefī içinde (olacağız)
خَلْقٍ ḣalḳin bir yaratılış
جَدِيدٍ cedīdin yeniden
أُولَٰئِكَ ulāike işte onlar
الَّذِينَ elleƶīne kimselerdir
كَفَرُوا keferū inkar eden(lerdir)
بِرَبِّهِمْ birabbihim Rablerini
وَأُولَٰئِكَ ve ulāike ve onlar (bulunanlardır)
الْأَغْلَالُ l-eğlālu halkalar
فِي
أَعْنَاقِهِمْ eǎ’nāḳihim boyunlarında
وَأُولَٰئِكَ veulāike ve onlar
أَصْحَابُ eSHābu halkıdır
النَّارِ n-nāri ateş
هُمْ hum onlar
فِيهَا fīhā orada
خَالِدُونَ ḣālidūne sürekli kalacaklardır
 
Ayet Meali

Ve in ta’ceb fe acebun kavluhum e izâ kunnâ turâben e innâ le fî halkın cedîd(cedîdin), ulâikellezîne keferû bi rabbihim, ve ulâikel aglâlu fî a’nâkıhim, ve ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Eğer şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların şu sözleridir: «Biz toprak olup gittikten sonra mı, yani biz gerçekten yeniden mi yaratılacağız?» İşte bunlar Rablerini inkâr etmişlerdir. Bunlar boyunlarında demir halkalar bulunanlardır. Ve işte bunlar cehennemliktirler, orada ebedî kalacaklardır.



Diyanet
(Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanlamalarına) şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların: «Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız?» demeleridir. İşte onlar, Rablerini inkâr edenlerdir; işte onlar (kıyamet gününde) boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacaklardır!



Ahmed Hulusi
Eğer (kavrayamadığından dolayı) şaşıyorsan (bu işaretlerimize); asıl şaşılacak olan, onların şu sözüdür: "Biz toprak olduktan sonra, halkı cedîdde mi olacağız (yeni bir yaratılmayla yaşama devam mı edeceğiz)?"... İşte bunlar Rablerinin hakikatleri olduğu bilgisini inkâr edenlerdir (Allâh Esmâ`sı hakikatleri olduğu için sonsuza dek ölümsüz yaşayacaklarını kavrayamayanlardır)! Boyunlarında bukağılar (halkalar - karınlarındaki ikinci beyinin oluşturduğu madde bedenden ibaret olma düşüncesinin esirleri) olanlar da bunlardır! Bunlar Ateş (yanma) ehlidir... Onlar orada sonsuz yaşarlar!



Yaşar Nuri Öztürk
Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür: "Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada sürekli kalacaklardır.



Muhammed Esed
Fakat eğer (Allah´ın yarattığı bu harikalara) şaşıyorsanız inkarcıların şu sözlerine de şaşın: "Nasıl yani! Biz toza toprağa karıştıktan sonra (yeniden hayata dönmek üzre) bir kez daha mı yaratılacağız?" İşte (bunu söyleyenler) Rablerini inkara kalkışan kimselerdir; işte böyleleri boyunlarında (kendi davranışlarının bir sonucu olarak) bukağılar taşıyan kimselerdir; ve işte böyleleri, yerleşip kalmak üzere ateşe girecek olan kimselerdir.



Edip Yüksel
Şaşacaksan, onların şu sözlerine şaşmalısın: "Biz toprak olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?" İşte onlar, Rab’lerini inkâr edenlerdir. Onlar, boyunlarına prangalar hak edenlerdir. Onlar ateşin halkıdır; nitekim orada ebedî kalıcıdırlar.



Mustafa İslamoğlu
İlle de (hala nasıl inkar edebildiklerine) şaşacaksan, asıl onların şu sözüne şaş: "Ne yani, şimdi biz toprak olup gittikten sonra yeni bir yaratılışın muhattabı mı olacağız?!" Onların inkar ettikleri aslında Rableridir. İşte (hesap verme sorumluluğunu reddeden) bu tipler, boyunlarında tutsaklık tasması taşıyanlardır: İşte onlardır ateş yaranı; onlar orada yerleşip kalacak olanlardır.



Hakkı Yılmaz
Ve eğer sen şaşıyorsan, asıl şaşırtıcı olan, onların: “Biz toprak olunca mı, biz gerçekten yeni bir oluşturuluşta mıyız?” sözleridir. İşte bunlar, Rablerine inanmamış kimselerdir. Ve işte bunlar, boyunlarında demir halkalar bulunanlardır. Ve işte bunlar, Ateş’in yâranıdırlar, onlar orada sürekli kalıcıdırlar.