KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     20 : 33   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
كَيْ key ki
نُسَبِّحَكَ nusebbiHake seni tesbih edelim
كَثِيرًا keṧīran çok
 
Ayet Meali

Key nusebbihake kesîrâ(kesîren).



Elmalı Hamdi Yazır

Ki seni çok tesbih edelim.



Diyanet
Böylece seni bol bol tesbih edelim.



Ahmed Hulusi
"Ki seni çokça tespih edelim."



Yaşar Nuri Öztürk
"Taki seni çokça tespih edelim."



Muhammed Esed
ki, (birlikte) Senin yüceler yücesi adını (insanların katında) daha yükseklere çıkaralım,



Edip Yüksel
"Ki seni çokça yüceltelim."



Mustafa İslamoğlu
ki, zaten yüce olan adını çok daha yüceltelim;



Hakkı Yılmaz
(19-36)Allah: “Ey Mûsâ! Onu bırak/çobanlığı bırakıp yerleşik hayata geç! Firavun’a git, şüphesiz o azdı” dedi.* O da onu hemen bıraktı/ yerleşik hayata geçti, bir de ne görürsün! Artık sağ elindeki; kendisine vahyedilen Kitap, koşan bir candır; sosyal hayatın kaynağıdır.* Mûsâ: “Rabbim! Seni tüm noksanlıklardan çok arındırmamız ve Seni çok çok anmamız için göğsümü aç, işimi bana kolaylaştır. Dilimden de düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ve ehlimden; kardeşim Hârûn’u benim için bir vezir kıl, o’nunla arkamı kuvvetlendir. İşimde o’nu bana ortak et. Şüphe yok ki Sen bizi görüp duruyorsun” dedi. Allah: “Ey Mûsâ! İstediğin sana verildi.” dedi. Allah: “Sana en büyük alâmetlerimizden/göstergelerimizden göstermemiz için tut onu, korkma!* Biz onu ilk durumuna çevireceğiz. Diğer bir alâmet; gösterge olmak üzere de gücünü/kanadına ekle, çirkinlik olmadan hiç kusursuz, mükemmelce çıkacaksın” dedi.*