KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     21 : 58   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَجَعَلَهُمْ feceǎlehum nihayet onları etti
جُذَاذًا cuƶāƶen parça parça
إِلَّا illā yalnız hariç
كَبِيرًا kebīran büyüğü
لَهُمْ lehum onların
لَعَلَّهُمْ leǎllehum belki
إِلَيْهِ ileyhi ona
يَرْجِعُونَ yerciǔne müracaat ederler (diye)
 
Ayet Meali

Fe cealehum cuzâzen illâ kebîren lehum leallehum ileyhi yerciûn(yerciûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Derken o, bunları parça parça etti. Yalnız kendisine başvursunlar diye onların büyüğünü sağlam bıraktı.



Diyanet
Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye.



Ahmed Hulusi
(Nihayet İbrahim) belki ona gidip sorarlar diye, en büyükleri dışında putları paramparça etti.



Yaşar Nuri Öztürk
Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler.



Muhammed Esed
Ve en büyükleri dışında (putların) hepsini paramparça etti; belki dönüp (bu olup biten için) ona başvururlar diye.



Edip Yüksel
Hepsini param parça etti, ancak belki ona danışırlar diye en büyüklerine dokunmadı.*



Mustafa İslamoğlu
Nihayet, onların tümünü paramparça etti; dönüp de kendisine başvurabilsinler diye (!) onların en iri yarı olanına dokunmadı.



Hakkı Yılmaz
Sonra da İbrâhîm, ona müracaat etsinler diye kendilerine ait büyükleri dışında bunları parça parça etti.