KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     23 : 109   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
إِنَّهُ innehu gerçek şu ki
كَانَ kāne idi
فَرِيقٌ ferīḳun bir zümre
مِنْ min -dan
عِبَادِي ǐbādī kullarım-
يَقُولُونَ yeḳūlūne diyorlar
رَبَّنَا rabbenā Rabbimiz
امَنَّا āmennā inandık
فَاغْفِرْ feğfir bağışla
لَنَا lenā bizi
وَارْحَمْنَا verHamnā ve bize acı
وَأَنْتَ ve ente ve sen
خَيْرُ ḣayru en hayırlısısın
الرَّاحِمِينَ r-rāHimīne acıyanların
 
Ayet Meali

İnnehu kâne ferîkun min ibâdî yekûlûne rabbenâ âmennâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrur râhımîn(râhımîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Çünkü kullarımdan bir zümre «Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi bağışla, bize merhamet et, sen, merhametlilerin en iyisisin.» diyorlardı.



Diyanet
Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi.



Ahmed Hulusi
"Gerçek şu ki kullarımdan bir kısmı: `Rabbimiz, iman ettik... Bizi mağfiret et ve bize rahmet et... Sen Rahıym olanların en hayırlısısın` derlerdi (de)... "



Yaşar Nuri Öztürk
Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın" diyorken,



Muhammed Esed
"Bakın, kullarımın arasında, ´Ey Rabbimiz! Biz (Sana) inandık; öyleyse, bizim günahlarımızı bağışla ve bize acı, çünkü gerçek acıyan(ımız), esirgeyen(imiz) Sensin! diyenler de vardı;



Edip Yüksel
"Kullarımdan bir grup, ‘Rabbimiz, gerçeği onayladık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.’ derdi."



Mustafa İslamoğlu
Çünkü kullarımın arasında bir gurup vardı. Onlar "Rabbimiz! Biz iman ettik: o halde bizi bağışla, bize merhamet et! Zira merhametlilerin en hayırlısı Sensin!" diyorlardı.



Hakkı Yılmaz
Şüphesiz Benim kullarımdan bir grup: “Rabbimiz! Biz iman ettik; artık bizi bağışla, bize merhamet et, Sen merhametlilerin en iyisisin” diyorlardı.