KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     24 : 37   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
رِجَالٌ ricālun erkekler (ki)
لَا
تُلْهِيهِمْ tulhīhim kendilerini alıkoymaz
تِجَارَةٌ ticāratun ticaret
وَلَا ve lā ve ne de
بَيْعٌ bey’ǔn alışveriş
عَنْ ǎn -tan
ذِكْرِ ƶikri anmak-
اللَّهِ llahi Allah’ı
وَإِقَامِ ve iḳāmi ve kılmaktan
الصَّلَاةِ S-Salāti namaz
وَإِيتَاءِ ve ītā'i ve vermekten
الزَّكَاةِ z-zekāti zekat
يَخَافُونَ yeḣāfūne onlar korkarlar
يَوْمًا yevmen günden
تَتَقَلَّبُ teteḳallebu ters döneceği
فِيهِ fīhi onda
الْقُلُوبُ l-ḳulūbu yüreklerin
وَالْأَبْصَارُ vel’ebSāru ve gözlerin
 
Ayet Meali

Ricâlun lâ tulhîhim ticâratun ve lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr(ebsâru).



Elmalı Hamdi Yazır

Bir takım insanlar (Allahı tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alışveriş onları Allah´ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.



Diyanet
Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah´ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.



Ahmed Hulusi
(Onlar o) Ricaldir ki, kendilerini ne ticaret ne de (dünyevî) alışveriş Allâh`ın Zikri`nden (hakikatlerini hatırlamaktan engelleyip), salâtın ikamesinden (hakikatini yaşamaktan) ve zekâtı vermekten (kendisindekini karşılıksız paylaşmaktan) alıkoymaz! Onlar, kalplerinde (şuurlarında açığa çıkan içsellikteki hakikat) ve gözleriyle görecekleri (âfakta müşahede edilecek dışsal gerçeklik) nedeniyle, dönüşülecek süreçten korkarlar.



Yaşar Nuri Öztürk
Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir alışveriş de onları Allah´ın zikrinden/Kur´an´ından, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar.



Muhammed Esed
kimseler (vardır ki,) bunları ne ticaret ne de kazanma hırsı Allah´ı anmaktan, salatta devamlı ve duyarlı olmaktan, arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; böyleleri kalplerin ve gözlerin dehşetle döneceği Gün´den korkarlar;



Edip Yüksel
Kişiler vardır. Onları, ALLAH’ı anmaktan, namazı gözetmekten ve zekatı vermekten ne bir iş ne de bir ticaret alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.



Mustafa İslamoğlu
nice yiğitler vardır ki, onları ne ticaret ne bir (başka) kazanç kapısı Allah’ı anmaktan, namazı hakkını vererek eda etmekten ve arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; onlar kalplerin ve gözlerin dehşetle döndüğü günden korkarlar.



Hakkı Yılmaz
(36-38)Allah’ın, yükseltilmesine, içersinde Kendi isminin anılmasına izin verdiği evlerde, devamlı olarak Kendisini arındıran öyle er kişiler vardır ki, ticaret ve alış-veriş onları, Allah’ı anmaktan, salâtı ikame etmekten [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaktan, ayakta tutmaktan] ve zekâtı/vergilerini vermekten alıkoymaz. Onlar, Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile karşılık versin ve kendilerine armağanlarından artırsın diye kalplerin ve gözlerin ters döndüğü bir günden korkarlar. Ve Allah, dilediği kişileri hesapsız rızıklandırır.