KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     25 : 42   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
إِنْ in
كَادَ kāde nerdeyse
لَيُضِلُّنَا leyuDillunā bizi saptıracaktı (diyorlar)
عَنْ ǎn -dan
الِهَتِنَا ālihetinā tanrılarımız-
لَوْلَا levlā eğer etmeseydik
أَنْ en
صَبَرْنَا Sabernā biz kararlılık
عَلَيْهَا ǎleyhā onda
وَسَوْفَ ve sevfe ve yakında
يَعْلَمُونَ yeǎ’lemūne bileceklerdir
حِينَ Hīne zaman
يَرَوْنَ yeravne gördükleri
الْعَذَابَ l-ǎƶābe azabı
مَنْ men kimin
أَضَلُّ eDellu sapık olduğunu
سَبِيلًا sebīlen yolunun
 
Ayet Meali

İn kâde le yudıllunâ an âlihetinâ lev lâ en sabernâ aleyhâ, ve sevfe ya’lemûne hîne yerevnel azâbe men edallu sebîlâ(sebîlen).



Elmalı Hamdi Yazır

«Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten de bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı» diyorlar. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!



Diyanet
«Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı» diyorlar. Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!



Ahmed Hulusi
"Eğer onlar (ilâhlarımız) üzerine dirençli olmasaydık, (Rasûl) neredeyse bizi tanrılarımızdan saptıracaktı"... Azabı gördüklerinde, kimin yolunun sapmış olduğunu anlayacaklar.



Yaşar Nuri Öztürk
"Eğer biz kendilerine bağlılıkta sabırlı olmasaydık, bu bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Azabı gördüklerinde, yolca kimin daha sapık olduğunu bilecekler.



Muhammed Esed
"Eğer onlara sıkıca sarılmasaydık, bizi neredeyse tanrılarımızdan uzaklaştıracaktı!" (diyorlar.) Fakat (kendilerini bekleyen) azabı gördükleri zaman (doğru) yoldan uzaklaşan kişilerin kim olduğunu öğrenecekler!



Edip Yüksel
"Direnmeseydik, neredeyse bizi tanrılarımızdan saptırıp ayıracaktı." Azabı gördüklerinde kimin gerçekten sapık yolda olduğunu öğreneceklerdir.



Mustafa İslamoğlu
Sahiden, şayet onlar üzerinde ısrar etmeseymişiz bizi ilahlarımız(ın yolun)dan saptıracakmış!" (diyorlar). Ama zaman gelecek, azabı gördüklerinde kimin daha çok yoldan sapmış olduğunu öğrenecekler.



Hakkı Yılmaz
(41,42)Seni gördükleri zaman da, “Bu mu Allah’ın elçi olarak gönderdiği? Şâyet tanrılarımıza inanmakta direnmeseydik, gerçekten de bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı” diye seni alaya almaktan başka bir şey yapmıyorlar. Ve onlar, yakında azabı gördükleri zaman, kimin yolca daha sapık olduğunu bilecekler!