KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     29 : 29   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
أَئِنَّكُمْ einnekum siz ha?
لَتَأْتُونَ lete’tūne gidiyorsunuz
الرِّجَالَ r-ricāle erkeklere
وَتَقْطَعُونَ ve teḳTaǔne ve kesiyorsunuz
السَّبِيلَ s-sebīle yol
وَتَأْتُونَ ve te’tūne ve yapıyorsunuz
فِي
نَادِيكُمُ nādīkumu toplantılarınızda
الْمُنْكَرَ l-munkera edepsizce şeyler
فَمَا fe mā fakat
كَانَ kāne olmadı
جَوَابَ cevābe cevabı
قَوْمِهِ ḳavmihi Kavmi’nin
إِلَّا illā başka
أَنْ en
قَالُوا ḳālū demelerinden
ائْتِنَا ’tinā haydi getir
بِعَذَابِ biǎƶābi azabını
اللَّهِ llahi Allah’ın
إِنْ in eğer
كُنْتَ kunte isen
مِنَ mine -dan
الصَّادِقِينَ S-Sādiḳīne doğrular-
 
Ayet Meali

E innekum le te’tûner ricâle ve taktaûnes sebîle ve te’tûne fî nâdîkumulmunker(munkere), fe mâ kâne cevâbe kavmihî illâ en kâlû’tinâ bi azâbillâhi in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).



Elmalı Hamdi Yazır

«(Bu ilâhî ikazdan sonra) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?» Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: «Doğru söyleyenlerden isen Allah´ın azabını getir bize!»



Diyanet
(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah´ın azabını getir bize!



Ahmed Hulusi
"Muhakkak ki siz erkeklerle yatıp, (doğal üreme) yolu kesiyorsunuz; toplum içinde bunu yapıyorsunuz." (Lût`un) toplumunun cevabı şu oldu: "Eğer sözünde sadıksan, Allâh azabını getir bize!"



Yaşar Nuri Öztürk
"Erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler sergiliyorsunuz, öyle mi?" Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu: "Eğer doğru sözlülerdensen, hadi getir bize Allah´ın azabını!"



Muhammed Esed
Siz, erkeklere (azgın bir şehvetle) yaklaşıp (cinsler arasında tabii olan) yolu kapatmıyor musunuz? Ve bu utanç verici suçları (açık) toplantılarınızda işlemiyor musunuz?" Ama kavmi, "Peki," diye cevap verdi, "eğer doğruları söyleyenlerden isen, başımıza Allah´ın azabını getir bakalım!"



Edip Yüksel
"Siz erkeklerle cinsel ilişki kuruyor, yolları kesiyor ve toplantılarınızda her kötülüğü işliyorsunuz." Halkının biricik karşılığı "Doğrulardan isen ALLAH’ın azabını getir bakalım" demeleri oldu.



Mustafa İslamoğlu
Evet, erkeklere (şehvetle) yaklaşan ve (cinsellik için doğal olan) yolu kapatan; üstelik bu çirkinliği kamuya açık yerlerde güpegündüz gurup halinde işleyen siz değil misiniz? Fakat kavminin tek cevabı: "Eğer doğru sözlü biriysen, haydi Allah’ın azabını getir de görelim bakalım!" diye (meydan okumaktan) ibaretti.



Hakkı Yılmaz
(28,29)Lût’u da gönderdik. Hani o toplumuna: “Şüphesiz siz, kesinlikle âlemlerden sizden önce geçmiş olanların yapmadığı bir hayâsızlığı yapıyorsunuz! Siz şüphesiz, kesinlikle erkeklere gidecek, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?” demişti. Bunun üzerine toplumunun cevabı, sadece, “Doğru söyleyenlerden isen Allah’ın azabını bize getir!” demeleri oldu.