KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     34 : 15   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
لَقَدْ leḳad andolsun
كَانَ kāne vardır
لِسَبَإٍ lisebein Sebe (oğulların)ın
فِي yerlerde
مَسْكَنِهِمْ meskenihim oturdukları
ايَةٌ āyetun bir ibret
جَنَّتَانِ cennetāni iki bahçe
عَنْ ǎn
يَمِينٍ yemīnin sağdan
وَشِمَالٍ ve şimālin ve soldan
كُلُوا kulū yeyin
مِنْ min -ndan
رِزْقِ rizḳi rızkı-
رَبِّكُمْ rabbikum Rabbinizin
وَاشْكُرُوا veşkurū ve şükredin
لَهُ lehu O’na
بَلْدَةٌ beldetun (bir) ülke
طَيِّبَةٌ Tayyibetun hoş
وَرَبٌّ ve rabbun ve Rabbin
غَفُورٌ ğafūrun çok bağışlayandır
 
Ayet Meali

Lekad kâne li sebein fî meskenihim âyeh(âyetun), cennetâni an yemînin ve şimâl(şimâlin), kulû min rızkı rabbikum veşkurû leh(lehu), beldetun tayyibetun ve rabbun gafûr(gafûrun).



Elmalı Hamdi Yazır

Andolsun ki Sebe´ kavmi için oturdukları yerde bir ibret vardı: Sağ ve soldan iki bahçe! (onlara): «Rabbinizin rızkından yiyin de O´na şükredin, ne güzel bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rab!» (denildi).



Diyanet
Andolsun, Sebe´ kavmi için oturduğu yerlerde büyük bir ibret vardır. Biri sağda, diğeri solda iki bahçeleri vardı. (Onlara:) Rabbinizin rızkından yeyin ve O´na şükredin. İşte güzel bir memleket ve çok bağışlayan bir Rab!



Ahmed Hulusi
Andolsun ki Sebe halkına kendi meskenlerinde (bedenlerinde) bir işaret vardır! Sağdan ve soldan iki bahçe ile çevrili... (Kendilerine): "Rabbinizin yaşam gıdasından beslenin ve O`na şükredin! Tayyib bir belde ve Ğafûr bir Rab!" (denildi).



Yaşar Nuri Öztürk
Yemin olsun, Sebe´ için kendi meskenlerinde bir ibret vardı. Sağ ve soldan iki bahçe. Rabbinizin rızkından yiyin de O´na şükredin. Tertemiz bir belde ve affeden bir Rab...



Muhammed Esed
Sebe halkı, (çekici güzellikler içindeki) yurtlarında (Allah´ın rahmetinin) bir işaretine sahiptiler; sağa ve sola doğru uzanan iki (geniş) bahçe, (onlara sanki şu çağrıyı yapıyordu:) "Rabbinizin size bahşettiği rızıktan yiyin ve O´na şükredin! Ne güzel topraklar ve ne bağışlayıcı bir Rab!"



Edip Yüksel
Sebelilerin evleri, sağlı sollu iki bahçeyle birlikte bir harikaydı. Rabbinizin rızkından yeyin ve O’na şükredin. Güzel bir ülke ve Bağışlayan bir Rab…



Mustafa İslamoğlu
Doğrusu (bu), yurtlarında bir nice ibret bulunan Sebe halkı için de geçerliydi: sağdan ve soldan boylu boyunca uzanan cennetler (gibi bir doğa, hal diliyle sanki şöyle sesleniyordu): "Rabbinizin size bahşettiği rızıktan nasiplenin, ama O’na olan şükrünüzü de eda edin! (İşte) tarifsiz güzellikte bir yurt ve tarifsiz bağışlayıcı bir Rab!"



Hakkı Yılmaz
Andolsun ki Sebe toplumu için yurt tuttukları yerde bir alâmet/gösterge vardı: Sağdan ve soldan iki bahçe! –“Rabbinizin rızkından yiyin ve O’nun için nimetlerin karşılığını ödeyin! Ne güzel bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rabb!”–