Summe evresnel kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li nefsih(nefsihî), ve minhum muktesid(muktesidun), ve minhum sâbikun bil hayrâti bi iznillâh(iznillâhi), zâlike huvel fadlul kebîr(kebîru).
Elmalı Hamdi Yazır Sonra biz o kitabı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan da nefislerine zulmeden var, orta yolu tutan var, Allah´ın izniyle hayırlarda ileri geçenler var. İşte bu büyük lütuftur.
Diyanet Sonra Kitab´ı, kullarımız arasından seçtiklerimize verdik. Onlardan (insanlardan) kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadır, kimi de Allah´ın izniyle hayırlarda öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazilet budur. Ahmed Hulusi Sonra kullarımızdan süzüp seçtiklerimizi Hakikat ve Sünnetullâh bilgisine vâris kıldık! Onlardan kimi nefsine zulmedicidir (hakikat bilgisinin hakkını vererek yaşayamaz)... Onlardan kimi muktesiddir (arada, kâh hakikatini hisseder kâh bedenselliğe düşer)... Onlardan kimi de Bi-iznillâh (Esmâ açığa çıkışının elvermesiyle) hayırlar - yaşantıları ile öne geçendir... İşte bu büyük lütuf, üstünlüktür! Not: Bu âyeti açıklayan bir hadis-i şerif: Ebud Derda r.a. dedi ki, Hz.Rasûlullâh`ı şu âyeti (yani bu 32. âyeti) okurken işittim de şöyle buyurdu: "Hayratlar ile öne geçene gelince, o hesap görmeden cennete girer... Muktesid (arada olan) ise kolay bir hesapla hesaba çekilir... Amma nefsine zulmedene gelince, kendisine hemm (hüzün - üzüntü) dokununcaya kadar bir makamda oturur, sonra cennete dâhil olur"... Sonra şu âyeti okudu: "Hamd, hazanı (üzülmeyi) bizden gideren (tüm kuvvelerin sahibi) Allâh`a aittir... Muhakkak ki Rabbimiz, Ğafûr`dur, Şekûr`dur. {34. âyet}" (Müsned-i A.Hanbel) Yaşar Nuri Öztürk Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap´a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah´ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir. Muhammed Esed Biz, bu ilahi vahyi kullarımızdan seçtiklerimize miras olarak bahşettik. Onlardan bazısı kendilerine zulmeder, bazısı (doğru ile eğri arasında) ara yolu tercih eder, bir kısmı da Allah´ın izniyle iyilikte başı çekenlerden olur. Bu (ise) en büyük fazilettir. Edip Yüksel Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Onlardan kimi kendilerine zulmedenlerdir, kimi orta yolu tutar, kimi de ALLAH’ın izniyle iyi işlerde öncüdür. İşte büyük lütuf budur. Mustafa İslamoğlu Derken, bu ilahi kelamı (tebliğ işine) kullarımızdan seçtiklerimizi varis kıldık: fakat onların içerisinden kimisi kendine zulmeder, kimisi ortalama bir yol tutar, kimisi de Allah’ın izniyle her iyi şeyde öncülük eder: bu, işte budur muhteşem zafer! Hakkı Yılmaz (32,33)Sonra Biz, Kitab’ı kullarımızdan, süzüp seçtiklerimize miras bıraktık. Şimdi de onlardan bazıları kendilerine haksızlık eden, bazıları orta yolu tutan/ikili oynayan, bazıları da Allah’ın izniyle/ bilgisiyle hayırlarda önde gidenlerdir. İşte bu, büyük armağanın; Adn cennetlerinin ta kendisidir. Onlar oraya gireceklerdir. Orada altın bileziklerle ve incilerle süsleneceklerdir. Oradaki elbiseleri ipektir. |